Phuket Gezi Notları22 Temmuz 201531 YorumKategori : Phuket , Tayland , Yurt dışı Seyahatleri16 Dünya çapında bir balayı noktası Phuket. İsteyene huzurlu ve sessiz; isteyene canlı, bol aktiviteli. Herkes için hoş vakit geçirmek garanti!Biz Kamboçya’da tapınak tapınak gezip yorulduktan sonra bir tatil molası verelim deyip programa Phuket’i koyduk. 4 senedir evli olsak da bir balayının daha zararı olmazdı heralde…Tayland’ın birçok adası var, hepsi tropikal kuşakta ama farklı özelliklere sahip. “Koh” kelimesi Tayca’da “ada” demek. Ada isimlerinin hep “koh” veya “ko” ile başladığını görürseniz şaşırmayın. Phuket en kalabalık ve turistik olanı. Ada olsa da anakaraya bir köprü ile bağlı.Phuket’te gün batarkenEtrafımda önceden gitmiş olan arkadaşlarım “Koh Samui daha güzel, beyaz kum turkuaz deniz anca orada var” deseler de ben daha atraksiyonlu bulduğum için Phuket’i tercih ettim. Samui’ye de ileride gideriz umarım.Biz Nisan sonunda gerçekleştirdik ziyaretimizi. Hava gayet sıcaktı ama dayanılmaz da değildi. En azından denize girip serinliyorsunuz. Gökyüzü bazen puslu olabiliyordu, biz oradayken bir akşamüstü yağmur da yağdı. İmkanım olsa ocak şubat aylarında gitmeyi tercih ederdim. Bizdeki yaz ayları ise orada muson mevsimi. Yağmura yakalanma olasılığı yüksek, bazen de denize giriş yasaklanabiliyormuş.Siem Reap’ten Bangkok aktarmalı olarak Phuket’e ulaştık. Havaalanında dolarlarımızı Thai Baht a çevirmenin zamanı gelmişti. Tabii ki hepsini değil, şehir merkezinde havaalanına göre kurların daha uygun olduğunu hatırlatalım. Gittiğimiz tarihte (nisan 2015) 100 Thb = 3 dolar idi. Kısacası biz Baht’ı 12,5 a bölerek TL karşılığını buluyorduk.Bizim gittiğimiz tarihte Phuket’e ülkemizden ulaşmanın yolu Bangkok aktarması yapmaktan geçiyordu. Ama 2017 yılında Phuket’e direkt uçuşlar da başladı. Phuket uçak bileti ni uygun fiyata Biletbayi.com adresinden de alabilirsiniz.Tayland ucuz bir ülke olarak nam salmış. Ama artık çakallaşmışlar, pazarlığa daha az yanaşır olmuşlar. Doların da son aylardaki hızlı yükselişi yüzünden bize çok ucuz gelmedi açıkçası. Birçok kategoride fiyatlar Türkiye ayarında diyebilirim. Kredi kartını da geziniz esnasında yaygın olarak kullanabilirsiniz.Phuket havalimanından şehre ulaşım:Tayland bizden vize istemiyor. Uçakta size verilen bir formu doldurup ülkeye giriş yapıyorsunuz. Formun diğer yarısını ise seyahat boyunca yanınızda taşıyıp dönüşte ülkeden çıkarken teslim ediyorsunuz. Kaybedeceğim diye ödüm koptu doğrusu!Patong adanın en canlı noktası. Burada konaklayacaksanız havaalanında alacağınız minibüs servisi sizi 180 baht a Patong ve Kata plajlarına götürüyor. Otelinize kadar bırakıyorlarmış. (Fiyattan emin değilim ama o civar olsa gerek)Oteliniz bu noktalardan birinde değilse havaalanında taxi hizmeti de var. Sadece size özel kalkan araç ile otelinize bırakılıyorsunuz. Fiyatı 800 baht. Biz otelimizin konumu gereği bunu kullanmak zorunda kaldık.Bu arada Tayland’da trafik soldan akıyor!Phuket ada haritasıPhuket’te konaklama:Phuket’te her bütçeye uygun otel bulmak mümkün. Fiyatlar nispeten ucuz sayılır, kesenin ağzını biraz açınca gayet lüks otellerde kalabiliyorsunuz.Phuket’te nerede kalmalı sorusu uzun zaman aklımı kurcaladı. Patong sahili geceleri dışarı çıkıp canlı noktalara ulaşmak için mantıklı, ama gürültülü ve kalabalık… Çok da estetik bir yer olduğu söylenemez, ben arka sokaklarını biraz köhne buldum. Deniz kenarları iyi olabilir. Kısacası amaç eğlence ise Patong iyi olabilir ama romantizm arıyorsanız başka plaja…Patong’un kargaşasından kaçan birçok kişi Kata Beach’de konaklama öneriyor. Ben de bir daha gitsem Kata veya Karon civarında bir otelde kalırım. Yukarıdaki haritadan buraların yerine bakabilirsiniz.Kata BeachPhuket Town adanın idari merkezi. Burada da birçok otel var ama konum olarak atraksiyona uzak bir yer olduğu için tavsiye etmem.Biz Kamala ile Patong arasında Thavorn Beach Village adlı bir otelde kaldık. Konum olarak Patong’a yakındı ve ben oteli fotoğraflarda çok beğendiğim için tercih ettim. Gidince gördüm ki avantajları ve dezavantajları iç içe.Kaldığımız Thavorn Beach Village oldukça lüks bir oteldi. Otelde çeşitli oda türleri var. Biz 3 gece “havuz erişimli” odalarda kaldık, yani odamızın balkonundan havuza atlanabiliyordu. 2 gece de otel içinde teleferikle çıkılan bir noktada okyanus manzaralı ve balkonda jakuzisi olan bir odada kaldık.Havuz erişimli oda, kahvaltıya ve lobiye çok yakındı. Trip advisorda okuduğum kadarıyla da en beğenilen oda tipi bu. Biz de memnun kaldık.Balkondan havuza atlanabiliyorduManzaralı ve jakuzili oda ise çok tatmin etmedi. Bizim kaldığımız odanın manzarası çok kısıtlıydı. Okyanusu çok daha iyi gören odalar olduğunu resimlerde görmüştüm. Ve bu odalara çıkmak için teleferik beklemek biraz can sıkıcıydı.Onun dışında otelin bahçesi cennetten bir parçaydı. Peyzajı muhteşemdi ve kuşlar, tavşanlar, hatta horozlar özgürce geziyordu bahçede. O kadar doğal bir ortamdı ki birkaç gece odamızda kertenkele misafir etmek zorunda kaldık. Zaten kapıdan kovsak bacadan girecek kadar çok kertenkele vardı.Otelden bir manzaraOtelin bahçesiDoğallığın yanı sıra fıskiyeler ve bahçedeki saksıların süslemesi çok hoştu. Otelin atmosferi çok dinlendiriciydi.Açık büfe kahvaltısını da çok beğendim ben.Otelin kendine ait plajı vardı ama biz denize giremedik, girenler de çok beğenmemiş gibiydi yorumlarda.Otelin içindeki restoranlar oldukça pahalıydı. Aşağıdaki ortamda yemek yemek için yaklaşık 500 liralık bir harcama yapmanız bekleniyordu.Romantizm pahalı olunca sandalyeler boş kalıyordu…Otelden Patong’a ücretsiz servisler kalkıyordu ama saatleri ideal ayarlanmamış. Otelin taksisini kullanırsanız 300 baht verip Patong’a gidiyordunuz ki bu oldukça pahalı bir fiyattı.Organizasyon masası gayet iyiydi, bize çok yardımcı oldular.Biz 5 geceliğine 21000 baht verdik. Güzeldi ama değmedi bence. Çok daha ucuza çok daha mütevazi yerler bulmak mümkün.Phuket’te neler yapılır?Tatil yapılır! Siz tatilden ne anlıyorsanız tabii… Gezme tozma, alışveriş, adrenalinli hareketler (paraşüt ve dalış) veya sahilde tembellik yapma seçeneklerinin hepsi Phuket’te var.Sahilde yan gelip yatmak istemeyenler için önerilerim:Phuket ada turu: Adanın neresinde kalıyor olursanız olun Patong merkeze göz atılmalı. Bazı sokaklar pazar yeri gibiydi, sıra sıra tezgahlarda tekstil ürünleri satılıyordu. Pazarlıkla alışverişin dibine vurulabilir.Patong PlajıPatong’da Bang La Road isimli cadde adanın günah merkezi diyebiliriz. Sokakta değişik değişik tipler var. Bang La Road’dan ilk geçişte şaşkın, ikinci geçişimde alışmış, üçüncü geçişimde ise umursamaz olmuştum.Patong Beach’e hoşgeldiniz, elektrik kablolarına dikkat!Bang La Road’da ilerliyoruz…İlk geçişimizde şaşırmış,İkincisinde alışmış,Üçüncüde umursamaz olmuştuk…Yol boyunca sıralanmış barlarda masalarda kadınlar veya ladyboylar dansediyor, sizi mekanlara çekmeye çalışıyor. En meşhur ve ilginç mekan Tiger isimli bardı. Yürürken sizi durdurup Ping Pong show izlemeniz için barlara davet ediyorlar. “Ping pong show da neymiş?” derken öğrendim ki kadınlar cinsel organlarına pinpon topu, iğne, jilet gibi çeşitli objeler sokup dans ediyorlarmış. Bu şekilde bir gösteri olduğunu duyunca bize cazip gelmedi ama siz isterseniz eğlenmeye girebilirsiniz.Adanın Patong hariç noktalarını günlük 200 bahta motosiklet kiralayarak veya tuktuklar ile anlaşarak gezebilirsiniz. Gidebileceğiniz yerler: Kata Beach, Wat Chalong Tapınağı, Big Budha Heykeli, Phuket Town, Phuket Orkide Çiftliği…Tekne turları: Tekne turları Phuket’in olmazsa olmazı. Otelinizin lobisinde veya Patong’da yürürken karşınıza acente gibi çalışan standlar çıkacak. Buralardan bir tur beğenebileceğiniz gibi önceden internette yaptığınız araştırmalar sonucu mailleşerek ayarlayabileceğiniz turlar var.Phuket’ten 2 destinayona yapılan turlar popüler: Maya Bay (Phi Phi adaları) ve Phang Nga Bay (James Bond adasını görebileceğiniz tur). Turlar genelde sürat motorları ile gerçekleşiyor. Birçoğu sizi Patong, Kata ve Karon plajlarındaki otellerden ücretsiz olarak alıyor.Sürat motorlarının avantajı aslında uzak olan noktalara sizi hızla götürmesi ve birçok koy görme imkanı tanıması. Dezavantajı ise epey sarsıntılı bir yolculuk oluyormuş, kusma ihtimali yüksekmiş! Ben gezimiz esnasında 9 haftalık hamile olduğum için sürat motorlarına binemedim. Kendine güvenen kaçırmasın derim.Trip advisor araştırmalarımda Simba Sea Trips firması öne çıkıyordu. Her iki destinasyona göre turları var. Ücreti dışarıdan alabileceğiniz turlara göre yüksek ama kaliteli bir hizmet verdikleri anlaşılıyor.Maya Bay‘e giden tekne turuna katıldığınızda Leonardo Di Caprio’nun “The Beach” filminden sonra popüler olan Maya Bay ile birlikte, Loh Samay Bay, Pileh Lagoon, Vicking Cave, Monkey Beach, Phi phi Don Adası, Bamboo Adası ve Mosquito Adası gibi duraklarda mola veriyor, bol bol yüzüyorsunuz, şnorkel yapıyorsunuz. Aradığınız beyaz kum, turkuaz deniz burada.Maya BayBiz Maya Bay turunu sürat motoru ile değil de büyük tekne ile yaptık. Tekne yavaş olunca o kadar çok koya gidemedik tabii ki. Hassas mideli hamile olarak katıldığımız bu tur, yaşlılar, hamileler ve özellikle küçük çocuklu aileler tarafından tercih edildiği için epey gürültülüydü. Heryerde böceklerin geziyor olması, yemeklerin çok kötü oluşu da cabası. Neyse ki güzel yerlere gittik de biraz teselli buldum…Maya Bay tekne turunda şnorkel yapabilirsiniz.Balıklar…Bol bol yüzdük ve şnorkel yaptık. Biz şnorkeli evden götürmüştük ama turlarda dağıtılıyor. Palet ise 100 baht karşılığında kiralanabiliyor.Gezinin finalini de Phi Phi Don adasında yaptık. Phi Phi Don adası turistlerden çevre vergisi alıyor, ödemeden giriş yok. Vergi sizi korkutmasın, sadece 20 baht!Phi Phi Don adasına geldiğimizde bir an cennette hisettik!“Long Tail Boat” dedikleri “kuyruklu tekneler” Tayland’ın sembollerindenBüyük tekne ile çıktığımız Maya Bay turunu Patong’daki standlardan almıştık. Liste fiyatı kişi başı 3000 baht iken 2 kişi toplam 1200 baht a indirdiler.Pazarlık için bizim çok da kasmamıza gerek kalmadı, onlar zaten bir miktar iniyorlar. Biz pazarlık özürlüleri olarak şöyle bir yöntem izledik: Kadının indiği fiyattan daha düşüğünü talep ettik, kadın biraz daha indi ama bizim istediğimiz meblağı kabul etmedi. Biz de dönüp gittik, arkamızdan sesleneceğini umarak… Seslenmeyince anladık ki kadının verdiği fiyat en alt fiyatmış. Bir başka standta o fiyata göre pazarlık ettik.Maya Bay’de hijyen koşullarının yerlerde süründüğü, böceklerle kanka olduğumuz bir tecrübeden sonra Phang Nga Bay tekne turumu riske atmak istemedim ve onda kaliteli bir seçim yapmaya özen gösterdim. Trip Advisorda’da bulduğum John Gray’s Sea Canoes turu hem çok farklı bir tecrübe vaadediyordu, hem de çok güzel yorumlara sahipti ve “tekne turları” kategorisinde en üst sırada yer alıyordu.Fiyatı aşırı pahalıydı (2 kişi toplam 7900 baht) ama sürat motoruna binip koy koy gezemediğime göre bu parayı gözden çıkarmaya karar verdim. Gerçekten de muhteşem bir deneyim yaşadığımızı inkar edemeyeceğim.Teknemiz ve arka planda Phang Nga Bay silüetiPhang Nga Bay, yeşil renk denizin ortasında yükselen kayalık adalardan oluşan bir bölge. Fotoğraflarını hep gördüğümüz James Bond adası bu bölgede. Tura sürat motorları ile çıkarsanız özellikle Panyee köyüne uğrayan bir tur seçmeniz öneriliyor. Bu güzergahta denize girip yüzmek çok yaygın değil, su genelde bulanık. Doğa gezisi olarak düşünürseniz hayal kırıklığına uğramazsınız.James Bond Adası dedikleri ortadaki kayalık… (Görsel Google’dan)Bu adacığa “James Bond adası” denmesinin sebebi James Bond filmlerinden “The Man with the Golden Gun” filminin burada çekilmiş olması.Bizim katıldığımız John Gray’s Sea Canoes şirketinin “Hong by Starlight” isimli turu ise James Bond adasını içermeyen bir turdu aslında. Phang Nga bölgesi içinde daha farklı bir rotası var. Tur diğerlerinin aksine öğlen başlıyor, akşam yemeğini de kapsıyor. Turun başlangıç saati “gel git” zamanına göre hesaplanıyor.Büyük tekne ile çıktığımız turun duraklarında kanolara geçiyoruz.Turda 2 kişiye bir kano ve bir kano şoförü düşüyor. Kayalık şeklinde görünen adacıkların iç kısmına kano ile küçük mağaralardan geçerek giriyoruz. Mağaralar bazen daracık, eğilerek geçiyoruz. Kano şoförümüz (aynı zamanda rehberimiz) çok usta, hiç sarsılmadan, bir yere çarpmadan geçiyoruz mağaralardan.Kanolar ile yola çıktık…Mağaraya yaklaşıyoruz…Tamamen yatıp mağaralardan geçiyoruz.İçeride doğa muhteşem!Kayalıkların içerisinde dört tarafı kara ile çevirili gizli boşluklar var. Bu gizli iç denizlere “hong” veya “lagün” deniliyor. O kadar sessiz, o kadar huzurlu ki içerisi! “Çıt” desem yankılanacak diye fısıltı ile konuşuyoruz. Bazen maymunlar ile karşılaşıyoruz, bazen de kurbağa – balık arası önceden görmediğimiz bir tür ile.Maymunlar doğal ortamında.Adaların içindeki gizli iç denizlere yaptığımız huzurlu yolculuk sonrası teknede yemek molası verdik. Thai food u beğenmememe rağmen karnımı doyurabildim. Turun bir özelliği de yemeklerde de çok iddialı olmaları. Trip advisor’da birçok kişi Tayland seyahati boyunca yediği en güzel yemeğin bu turda yediği olduğunu yazmış. Deniz ürünlerini asla çiftlik mahsülü tercih etmiyorlarmış, okyanus karidesi servis ediyorlarmış. Domuz eti hiç verilmiyormuş vs…Bir ara serbest zaman verildi, isteyen yüzdü, isteyen kano yaptı. Yüzmek için çok cazip olmayan koyu yeşil sularda kano yapmayı tercih ettik biz de.Kürek çekme sırası bizde. Meğer şoförümüz ne kadar da ustaymış 😛James Bond Adası’nın bir benzerini gördükSonrasında bize muz yaprakları ve çiçekler ile bir şamdan yaptırdılar. Kano şoförümüz bu sefer de elişi öğretmenimiz oldu. Her grup farklı şamdanlar yaptı ve bazıları gerçekten çok güzeldi.Teknede el işi kursu 🙂El emeği şamdanımız.Tüm tekne döktürdü…Akşam hava karardıktan sonra el emeği göz nuru şamdanlarımızı da alıp yine mağaralara girdik. Karanlık bir lagüne ulaştık, içerisi yine sessiz ve huzurlu. Bu sefer tek ışık kaynağımız ay ışığı ve yıldızlar. Biz de fırsattan istifade mumuzu yakıp şamdanı suya bıraktık, dilek diledik. Kano şoförüne rağmen romantik bir ortamdı!Mumu yaktık, dileğimizi tuttuk ve şamdanı suya bıraktık…Dönüşte ise kapkaranlık bir mağaradan geçerken elimizi suya daldırıp şıpırtı yapmamız istendi. Ve ta- taam: Yakamoz!Yakamoz suya ay ışığının yansıması olarak bilinse de aslında bu olayın ismi “mehtap”. Yakamoz ise tek hücreli bir deniz canlısının uyarıldığında ışık saçarak suda oluşturduğu ışıltıya deniyor. Normalde birçok denizde bu olay olurmuş ama etraftaki ışıklar yakamoz ışığını bastırdığı için göremiyormuşuz. Bizim gördüğümüz yer ise bir mağaranın içiydi, doalyısıyla zifiri karanlıktı diyebilirim.Yakamoz görmek gezinin en can alıcı bölümüydü. Anlata anlata bitiremediğim Phang Nga Bay turumuz böyle bir finalle son buldu…Şovlar:Phuket Adası Las Vegas gibi şov cenneti olmasa da nam salmış bazı şovları var.Fantasea Show en ünlüsü. Kamala Beach’de bir fuar alanı içinde önce standlar arasında bakınıyorsunuz, alışveriş yapıp oyun oynuyorsunuz. Şovu yemekli seçtiyseniz yemeğinizi yiyorsunuz ve şovun başlama saatine yakın tiyatroya geçiyorsunuz. Dolayısıyla Fantasea şov alanına biraz erken gitmekte fayda var.Fantasea Şov alanıFantasea Show gösteri binasıŞov kısmı ise hem çocuklara, hem büyüklere hitap ediyor. Sahnede koca koca filler eğitilmiş oldukları için rollerini eksiksiz tamamlıyorlar. İlüzyon benzeri gösteriler ve danslar eşliğinde 1 saat hızlıca akıp geçiyor. Ben çok beğendim ve eğlendim.Biz Fantasea şova açık büfe yemeğiyle beraber kişi başı 2200 baht ödedik. Siz isterseniz biraz daha para ödeyip deniz ürünleri büfesini seçebilirsiniz, veya yemeği dışarıda yiyip sadece şovu izleyeceğiniz biletlerden de alabilirsiniz. Bilet seçenekleri ve fiyatları için linke tık tık…Şov biletini internetten de satın alabilirsiniz ama biz otelin organizasyon masasından aldık, fiyat farkı oluşmadı.Biz şova otelden transfer talep ettiğimiz için de kişibaşı 300 baht ödedik. Siz bir taksi ile anlaşırsanız çok daha ucuza gelir ulaşım. Patong’a ücretsiz servisler de var.Phuket’in diğer meşhur şovu ise Simon Caberet. Bu Ladyboy ların, yani transeksüellerin yaptığı bir şov. Biz Simon’a gitmedik. Güncel fiyatlar ve ayrıntılı bilgi için tık tık…Fil safari:Çeşitli tur acentelerinden böye file binip gezebileceğiniz bir tur satın alabilirsiniz. Biz Homemadetravels Dilek’in önerisini Trip Advisor yorumlarını okuyarak pekiştirdik ve Kok Chang Safari firmasını seçtik. Lonely Planet’e göre de Phuket’in en iyi fil safarisiymiş.Kok Chang’ı en iyi yapan ne olabilir derseniz, fillere davranış biçimleri ve sizi gezdirdikleri ortam olabilir.Fille gezerken manzaralı noktada hatıra fotoğrafı çekildik.20 dakika, 30 dakika ve 50 dakikalık turlar var. Biz 30 dakika olanını seçtik. Deniz manzaralı bir noktaya geldiğimizde manzara müthişti. 30 dakika için kişi başı 800 baht ödedik. Güncel fiyatlar için tık tık…Güzel yanı fili kullanan kişiye fotoğraf makinesini veriyorsunuz ve sizin bolca fotoğrafınızı çekiyor. Bizi kendi makineleri ile çekip fotoğrafımızı satmaya çalışsalardı gıcık olabilirdim.Aslında ben fil safari konusunda çok hevesliydim, ta ki filin üstüne binene kadar. Bindikten sonra hayvana acıdım ve pişman oldum. Hayvanseverler, nolur kızmayın bana!Hatıra olarak güzel ama file bindiğimiz için gurur duymuyoruz!Masaj:Ve Tayland tatilinizin en tatlı kısmı! İster sadece ayaklara, ister tüm vücuda… Bunca insanın Tayland’a sırf masaj için gidiyor olması şaşırtıcı değil, adamlar bu işi biliyor. Masaj salonları hem serin, hem de free wi fi koymuşlar. Keyifler keka…Tayland’da mutlu sonla biten masaj salonları da var ama onlardan birine gitmek istemiyorsanız ayırt etmesi pek zor değil. Çoğu masaj salonunun içi görünüyor, bazılarının kapısına da “no sex” yazmışlar.Masaj tarifesi hemen hemen birçok yerde aynı. 1 saatlik tüm vücut masajına 300 baht verdik kişi başı. 8 dolara tekabül ediyordu.Tüplü dalış, paraşüt gibi aktiviteler de yine yapabilecekleriniz arasında. Smilan Adaları dalış için süpermiş, meraklıysanız bir günü de dalışa ayırabilirsiniz.Phuket’te neler yenir?Bu konuda yetersiz kalabilirim işte. Jumbo karidesler, Noodlelar bazen güzel, bazen kötüydü. Ama bunlara genelde tekne turlarında maruz kaldım.Biz tercihlerimizi uluslararası mutfaklardan yana kullandık. Patong’da deniz kıyısındaki Meksika Restoranı Coyote, onun üst katındaki Chicago Steak House, Banana Walk alışveriş merkezindeki Wine Connection isimli mekanlar bizim tercihlerimizdi.Chicago Steakhouse’daki salata barı iyiydi. Wine Connection’da ise pizza gayet lezzetliydi. Şu İtalyan mutfağı iyi ki var, zorda kalınca nasıl da sığınıyoruz!Hesaplarımız genelde 1000 baht civarı tuttu. Sanırım Thai food yemediğimiz için pek ucuza getiremdik yemek işini.Patong’daki Jungceylon alışveriş merkezi ilginizi çekerse uğrayabileceğiniz bir durak. Biz kahve içmek için uğradık.Sokaklardaki meyveciler, pancakeciler, dondurmacılar da cazip. Sizin gözünüzün önünde yaptıkları dondurmayı yapılırken izlemesi ilginç…Yol üzerinde krep yaptırabilirsinizGözümüzün önünde yapılan dondurmaPhuket’ten neler alınır?Tayland alışverişte iddialı bir ülke. Bize göre farklı şeyler satılıyor, fiyatlar da makul. Pazarlığa %50 den başlamakta fayda var 🙂Yazlık elbiseler, dekoratif ahşap objeler, filli olan her şey alınacaklar listesine dahil edilebilir.Phuket’te sokaklarda gezerken göreceğiniz tezgahlarda ilginizi çeken şeyler mutlaka olacaktır.Phuket’teki gezmeli, eğlenmeli, biraz da dinlenmeli tatilimizde neyi hangi sırayla yaptık yazmam gerekirse:1.gün: Kamboçya’dan Phuket’e gece çok geç vardık, direkt otele gidip uyuduk.2.gün: Gündüz epey uzun uyuduk, otelde takıldık. Hava biraz kapalıydı, denize girmedik. Akşamına Patong merkeze gidip kendimize tur ayarladık. Patong’da gezdik, alışveriş yaptık.3.gün: Sabah erkenden Maya Bay tekne turu için otelden alındık. Tekne turu sabahtan akşam 5’e kadardı. Tur esnasında bol bol yüzdük, şnorkel yaptık. Phi Phi Don adasını gördük. Otele dönmemiz akşam 7yi buldu. Hemen hazırlanıp çıktık, istikamet Fantasea show. Yemeğimizi de oradaki açık büfede yedik. Dönüşte otele gidip uyuduk.4.gün: Öğlene kadar otelde takıldıktan sonra saat 12’de John Grey Sea Canoe şirketi bizi otelden aldı. Phang Nga Bay tekne turu öğlen saatlerinde başlayıp akşam 8-9’a kadar sürdü. Akşam yemeği de teknede yenmiş oldu.5.gün: Yine öğlene kadar otelde dinlenip Patong merkeze gittik. Orada bir tuk tuk ile anlaşıp bizi fil safariye götürmesini istedik. Safariden sonra Patong’a dönüp masaj yaptırdık. O sırada feci yağmur bastırdı. Yağmurdan fırsat bulduğumuz kadar gezmeye devam ettik.Son gece yağmura yakalandık.Phuket hatırası…Ve ertesi sabah bizi Bangkok’un cehennem sıcağına uçuracak uçağımıza doğru yola çıktık… Bunu paylaş:Twitter üzerinde paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)Facebook'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)İlgili Paylaş Alışveriş , Asya tatili , deniz tatili , Tayland gezilecek yerler , Uzak Doğu , Vizesiz