Strasbourg – Colmar Arası Alsace Gezi Notları

Strasbourg – Colmar Arası Alsace Gezi Notları

Çok sevimli, çok estetik, insanın içini açan bir gezi rotası ile sizlerle birlikteyim: Fransa'nın Alsace Bölgesi.

Avrupa'da görülecek yerler denildiğinde akla ilk olarak başkentler gelse de bazı ülkelerin karakteristik özelliklerini anlamak için kıyıda köşede kalmış yerlerini gezmek lazım. Özellikle Fransa, Paris'ten çok daha fazlasına sahip. Bir Akdeniz ülkesi olarak hem tarımı çok iyi yapıyor, hem de yaptığı tarımı görmek isteyen turistleri ağırlıyor. Bizim gibi üzüm bağlarını görmeye gidenler mi dersiniz, Provence'da lavanta tarlalarını ziyaret edenler mi… Küçük ve sevimli köyler tasarlamakta Fransızların üzerine yok diyebiliriz.Ülke olarak Fransa'dan öğrenmemiz gereken çok şey var.

Bağlar, sevimli evler ve çiçekler. Böyle bir yer Alsace 

Fransa'nın Alsace bölgesi, göz alabildiğine uzanan üzüm bağları ve şarap üretim tesisleri ile öne çıksa da; yerleşim yerlerindeki bakımlı evler, çiçekli sokaklar ve leziz Fransız tatlıları bu bölgeyi görmenizi anlamlı kılan detaylardan.

Köyler o kadar güzel ki; tavsiyenin ötesinde, size buraları görmeniz konusunda ısrar ediyorum! Gidin ve görün bu güzellikleri.

Alsace Neresi?

Alsace (Alsas), Fransa'nın Almanya sınırında, Ren nehri ile sınırlanmış bir bölgesi. Eskiden Almanya'ya ait olan bu bölgede Alman etkileri hala görülüyor.

Alsas'ın haritadaki yeri

Alsace Ne Zaman Gezilmeli?

Biz 2016 yılının kurban bayramında bu bölgeyi ziyaret etme fırsatı bulduk. Aylardan eylüldü, sıcaklık gezmek için idealdi.

Strasbourg'da güneşli bir gün

Normalde 9 günlük olan bu tatilde Çin'e gitmek için bilet almıştık aylar öncesinden. Bazen aylar önce plan yapmak da riskli oluyor, biz bileti aldık ve 1 ay sonra Çin hükümeti turist vizesini kaldırdı. Dolambaçlı yollardan vize almaya çalıştığımda ise harcamam gereken para uçak biletinden daha fazlaya geliyordu. Ben de geziyi iptal etmeyi tercih ettim. 

Bir yanım üzülse de diğer yanım içten içe seviniyordu: Çünkü 2 ay önce bebekle yaptığımız uzak doğu seyahatinden sonra kendimde çok uzaklara gitme gücü bulamıyordum. "Ohal"den dolayı İstanbul Atatürk havaalanı da ana baba günü olacaktı.

Yine de evde oturmayı kendime yediremedim ve kredi kartımda kalan son milleri harcamak için seyahat hattını arayıp "İzmir'den nereye direkt uçabiliriz" diye sordum. En ucuzu Zürih'ti, aldım gitti.

İsviçre'dense bu tatlı Fransız köyleri daha bir ilgimi çekmişti, o yüzden bir araba kiralayıp soluğu orada aldık. İsviçre ise bu tatilden sonra ilgi alanıma girdi, bir dahaki sefere daha detaylı gezeriz.

Ben Alsace bölgesini yazın gezmeyi tavsiye ediyorum, güneşli havalarda çok güzel fotoğraflar çekebileceksiniz, bağları yeşilken göreceksiniz. Fakat Noel'in buralarda çok renkli kutlandığını da hatırlatmak isterim, kasım sonu ve aralıkta da çok hoş olacağına eminim. Yılbaşını geçirmek için çok uygun olabilir.

Alsace'a Nasıl Ulaşılır?

Bölgeye en uygun ulaşım noktası Basel Havaalanı. Bu havaalanının özelliği 3 farklı ülkeye açılan kapısının olması: İsviçre, Fransa ve Almanya. Üstelik de ülkemizden sıklıkla sefer düzenlenen bir havaalanı.

Basel havaalanından başka Stutgard, Paris, Zürih de bölgeye en fazla 3 saat uzaklıktaki havaalanlarından. 

Türkiye'den Strasbourg'a direkt uçuş var mı bilmiyorum, ben bulamadım. Ama varsa direkt olayların göbeğine düşmek için orayı tercih edebilirsiniz. 

Biz Zurih'e ulaşıp oradan araba kiraladık, araba ile gezdik. Alsace'ı araba ile gezmek oldukça rahattı. Sadece bazı köylerde park yeri bulmakta biraz zorlandık ve park yerleri paralı olabiliyordu.  Yine de arabayı tavsiye ederim.

Araba trafiğinin yoğun olduğu yerler vardı

Trenle ve otobüsle gezmeyi de düşünebilirsiniz her köye tren var mı, ekonomik olur mu olmaz mı tecrübe etmedim.

Alsace Bölgesi Konaklama

Buraları gezerken biz küçük köylerde değil, hareketli merkezlerde kalmayı tercih ettik. 1 gece Strasbourg'da, 2 gece de Colmar'da kaldık.

Gezi sırasında bebeğimiz 9 aylık olduğu için ona özel yemek hazırlamam gerekiyordu. O yüzden otel değil, evde kalmayı tercih ettik. Ev bulmak için de airbnb.com'u kullandık.

Bebekle gezmenin getirdiği sorumluluklar da yok değil…

Strasbourg'daki evimizin linki için buraya tık tık Geceliğine 65 euro ödemişiz.

Strazburg'da kaldığımız evin bir odasını kiralamıştık. Kendimize ait bir odamız ve banyomuz vardı fakat ev sahibi de bizimle birlikte evdeydi. İlk başta "tanımadığımız biri ile aynı evde olmak nasıl olur" gibi bir endişemiz vardıysa da sonradan bu durumun daha bile avantajlı olduğunu düşündük. Hem ev sahibinden lokal tavsiyeler alabiliyorsunuz, hem de buzdolabında her an atıştıracak bir şeyler oluyor.

Evin yeri güzeldi, ev sahibi bize kahvaltı hazırladı. Sevdim…

Colmar'daki evimizin linki için de buraya tık tık. Bu evin geceliği 90 euro imiş.

Colmar'da ise tüm evi kiralamıştık. Evin yeri eski şehir bölümüne yürüme mesafesindeydi. Otoparkı vardı. Tek sorun asansörünün olmayışıydı.

Colmar'ın yeni şehir bölgesi

2 şehirde de eski şehir merkezinde değil, yeni şehir bölümünde kaldık. Eski şehrin dışına çıkma ve gerçek hayatı görme açısından iyiydi. Bebeğe yemek hazırlama derdi olmasa muhtemelen eski şehrin merkezinde kalırdık ama konaklamaya daha fazla para harcamış olabilirdik.

Alsace'da Hangi köyleri mutlaka gezmelisiniz?

Bence ne yapın edin gezmeye kuzeyden, Strasbourg'dan başlayın. Çünkü Colmar tarafı daha güzel ve güneye indikçe köylerin güzelleşmesi sizi psikolojik olarak olumlu etkiliyor.

Ben gezmeye oradan başladığım için Strasbourg'u beğendim, ama Strasbourg'u Colmar'dan sonra görseydim "Peeh burası da neymiş" diyebilirdim. O yüzden yine ısrar ediyorum: Gezmeye kuzeyden başlayıp güneye inin.

Güneyde göreceğiniz güzelliklerden

Bu rotada görmeniz gereken yerleri kuzeyden güneye sıralıyorum. Strazburg ve Colmar bölgenin büyük şehirleri, diğerleri ise irili ufaklı köylerden ibaret. Önem sıralarını da 1,2 ve 3 olarak yanlarına not düşeceğim. 1 numara verdiklerim mutlaka görün, 2 numara verdiklerim görmenizi önerdiğim güzel şehirler, 3 verdiklerim de zaman kısıtınız varsa es geçebilecekleriniz.

Strasbourg (2)

Obernai (2)

Itterswiller (3)

Haut Koenigsburg Kalesi (3)

Ribeauvile (1)

Riquewihr (1)

Colmar (1)

Eguisheim (1)

Bu saydığım yerlerin en kuzeyde olanı ile en güneydekinin arasındaki mesafe araba ile 1 saat sürüyor. Anlayacağınız bu rotada her yer birbirine yakın. Yollarda çok vakit kaybetme söz konusu değil.

Rotanın hakkını vermeniz için 4 gün ayırmanızı öneririm. Aralarda daha bir sürü köyler var, hepsi birbirinden şirin. Barr, Kaysersberg, Turckheim gibi köylerle gezinizi çeşitlendirebilirsiniz.

Biz 3 gün ayırdık, bebekle de biraz yavaş gezdiğimiz için es geçtiğimiz noktalar oldu.  Nerede nasıl vakit geçirdik hemen anlatayım:

Strasbourg

Avrupa Birliği'nin başkentlerinden biri (diğeri Brüksel) olan Strazburg, biraz şirin, biraz da Ankara gibi ciddi. Aynı zamanda Alsas bölgesinin de başkenti burası.

Strazburg'dayız

Kısmen büyük bir şehir olan Strasbourg'un eski şehir bölümü en gezilesi yeri. Şehri keşfetmek için 1-2 gün yeterli. Biz 1 günde gezdik. 

Biz Zürih'ten araba ile gelince ev sahibimizi aradık, evde olmadığını duyunca Rivetoile alışveriş merkezinde biraz zaman geçirip yemek yedik.

Daha sonra evimize yerleşip tramvayla eski şehir merkezine geçtik ve yürümeye başladık. Strasbourg'da eski şehir bölümünde kalacak olursanız ihtiyaç duymayabilirsiniz ama eski şehrin dışına çıkıldığında tramvayla hareket etmeyi düşünebilirsiniz. Bilet kontrolü yok ama risk almak istemezseniz biletleri duraklardaki bilet makinelerinden veya gazete satan büfelerden temin edebilirsiniz. 3 kişiye kadar kullanabildiğiniz 1 günlük kart 6,80 euro idi (2016).

Strazburg'un bisiklet dostu bir şehir olduğu da dikkatimizden kaçmadı. Ne mutlu size…

Gezmeye meşhur katedralin olduğu yerden başlayabilirsiniz.

Cathedrale Notre Dame, Strasbourg'un en etkileyici yapısı. Biz dini binaların içine girmeyi çoktan bıraktık ama siz girerseniz kulesine tırmanıp Strasbourg manzarasının tadını çıkarabilirsiniz. Katedralin içinde bir de astronomik saat varmış. Yaklaşık 300 yaşındaki bu saat ilginizi çekiyorsa katedrale 12.00'de veya 12.30'da gelip saati izlemeliymişsiniz.

Notre Dame Katedrali, Stazburg

Sokaklarda gezerek kendinizi kanalların olduğu "Petite France" bölgesine atın. Burası çok etkileyici, romantik. Eskiden kentin dericilik ve balıkçılık semti olan Petite France, şimdi bir turist mıknatısı olarak görev yapıyor 🙂

Eski şehir sokaklarında yürüyoruz…

Fransa'ya özgü atlı karınca ve arkada katedral

Kanalları geçtik ve

Petite France'a geldik

Petite France Strasbourg

Petite France Sokakları

Biz Petite France'ı gezdikten sonra tekrar katedralin olduğu bölüme gittik ve bir şeyler atıştırdık. Au Brasseur isimli "brewery" tipi restoranda bira eşliğinde yörenin meşhur yiyeceği "Tarte Flambee" yedik. Artık Ren Nehri üzerinde yapacağımız tura hazırdık.

Ren nehri üzerinde cam tavanlı tekneler ile turlar düzenleniyor

Strazburg'da kısıtlı zamanınız varsa size de nehir turu yapmanızı tavsiye ederim. Batorama firmasının nehir turu biletini bize ev sahibimiz hediye etmişti ama gişede gördüğüm kadarıyla ederi 12,5 euro idi, tur 1 saat 15 dakika sürüyordu. Kulaklıkla anlatımı dinliyorsunuz ama Türkçesi yoktu, İngilizce dinledik.

Gezmeyi ailecek çok ciddiye alıyoruz. Strazburg'u Ekin'e de dinlettik. Sonra da sınav yaptık. Geçti 😛

Şehri sudan görmek, inip kalkan köprülerden geçmek güzel bir tecrübeydi. Üstelik şehrin "politik" kısmını da görmüş olduk: Avrupa Parlamento binası ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Strazburg'un önemli noktalarından.

Akşam ise katedralin üzerine rengarenk ışıklar yansıtarak bir şov düzenliyorlar. Nehir turundan çıkar çıkmaz katedralin önünde bir hareketlilik görünce hemen olaya dahil olduk. "İyi ki Strazburg'a gelmişiz" dediğimiz bir andı. Sizin de yolunuz düşerse ışık şovu yapılıyor mu, saatleri neler bir araştırın.

Katedrale yansıtılan ışıklarla yapılan şovu çok beğendik.

Strazburg'da biraz daha vaktimiz olsaydı Orangerie Park'ında vakit geçirmek isterdim.

Obernai

İlk günümüzü Strasbourg'da geçirdikten sonra 2. günün ilk durağı Obernai oluyor.

Diğer göreceğiniz köylere göre daha büyük ve yapılacak şeyleri olan bir yer Obernai. Çok estetik binalar ve peyzaj sizi kendine hayran bırakacak.

Obernai

Obernai

Obernai

Biz sadece sokaklarında gezip köyden ayrıldık. Ama bu köyde yörenin en ünlüsü Schenkenberg Bağları var. Ziyaret edebilirsiniz. Bir de şehri çevreleyen surlara çıkıp manzara izleyebilirsiniz.

Obernai'de bir hatıra fotoğrafı çekilmeyi ihmal etmedik

Itterswiller

Üzüm bağı manzaraları eşliğinde yine çiçekli bir köye geldik. Buranın en popüler noktası: şarap fıçısı dekorasyonu ile göze çarpan Arnold Restoran. Burada peynir tabağı eşliğinde şarap denedik ve yolumuza devam ettik. 

Itterswiller

Itterswiller'de bağ manzarası

Arnold Restoran

Itterswiller hatıra fotoğrafımızı da çekilip buradan ayrılıyoruz

Königsburg Kalesi

Alsace Bölgesi'nin önemli turistik aktivitelerinden biri bu heybetli kaleyi gezmek. Ne kadar turistik olduğunu arabanızı parketmekte zorlanırken anlayacaksınız.

Oldukça tepede konuçlanmış bu kalede manzara çok iyi. 

Kalenin bulunduğu tepeden manzara

Kalenin içi gayet büyük ve yorucuymuş, biraz zaman ayırmanız gereken bir yer. Biz içeri girmeden ayrıldık.

Königsburg Kalesi

Ribeauville

Yine araba ile park yeri bulmakta zorlandığımız bir köy oldu. Turistik ama güzel bir köye geldik, fotoğraf çekmeye doyamadık. Königsburg kalesini bu köyden görebiliyorsunuz.

Ribeauville

Çok tatlı evlerden biri

Ribeauville

Riquewihr

Biz Ribeauville'den sonra Colmar'a gidip orada kaldık. Riquewihr'e ertesi sabah gittik. Ama güzergah olarak bu köyün Ribeauville ile Colmar arasında olduğunu belirtmek isterim.

Bölgenin en ünlü köylerinden biri Riquewihr. Canlı renklere boyanmış evler çok tatlı görünüyor değil mi?

Biz buradayken hafif yağmur atıştırıyordu. Normalde "nereden çıktı bu yağmur" derdik ama köy o kadar güzeldi ki yağmur keyfimizi katladı diyebilirim.

Riquewihr

Riquewihr

Burada evler arasında gezip şarap tadımı yaptık.

Şarap tadımı için seçtiğimiz yer Hugel ailesine ait olandı. 

Soldaki bina Hugel ailesine ait şarap tadımı yaptığımız yer

Riquewihr yağmura rağmen en sevdiğimiz köylerden biri oluyor ve mutlulukla ayrılıyoruz buradan.

Colmar

Colmar benim internetten görüp "bir gün buraya gitmeliyim" dediğim yerlerden biriydi. "İşte geldim burdayım" dedikten sonra Colmar hakkındaki düşüncelerim:

Aşık olunası bir yer, romantizmin dibi! Ara sokaklarında kaybolmaktan zevk alacağınız, binaların renkleriyle büyüleneceğiniz bir şehir. Sokaklar, kanallar adeta bir masal atmosferinde. Uzun zamandır bu kadar keyif aldığım bir yer olmamıştı.

Masalsı Colmar

Ve sonunda ben de geldim, girdim manzaranın içine!

Colmar'ın en turistik bölgesi "Petite Venise" İngilizcesi ile Little Venice veya Küçük Venedik. Yukarıda manzarasını gördüğünüz yer tam da burası.

Colmar Petite Venise

Kanalların bol olduğu Küçük Venedik

Petite Venice bölgesindeki kanallarda kayıklarla gezmek mümkün. Biz gezmedik ama siz gezin.

Resimde gördüğünüz kayıklar ile gezebilirsiniz

Petite Venice haricinde yine klasik bir Avrupa şehri gibi bir katedrali var Colmar'ın. Katedral ve çevresinde oluşmuş eski şehir yerleşimi mevcut. Kaybolarak geziniz, zaten bir kaç saat içinde yerlisi olacaksınız 🙂

Colmar eski şehir

Colmar

Colmar

Gezerken: Rönesans döneminden kalan Maison des Tetes binası, Colmar'ın eski politik ve ekonomi merkezi olarak kullanılan Koifhuse ve Maison Pfister binalarına dikkat edebilirsiniz. 9. yüzyıldan kalma kapalı pazar yerine de mutlaka uğrayın. 

Onun dışında alışveriş yapmak için Rue des Clefs caddesinde güzel mağazalar var.

Colmar'a araba ile yanaşırken görmeyi hiç de ummadığımız bir şeyle karşılaştık: Kocaman bir Özgürlük Heykeli!

Nereden çıktı bu heykel?

Meğer New York'daki özgürlük heykelinin tasarımcısı Frederic Auguste Bartholdi'nin doğum yeri Colmar imiş. Önünde verdiğimiz pozdan sonra bu heykeltraşın nereli olduğunu unutacağımı sanmıyorum. 

Çok gezdik, öğrendik…

Fotoğraf çekilmek için illa heykelin yanına gidip kendinizi trafikte tehlikeye atmanıza gerek yok. Etraftaki alışveriş merkezlerinden BUT'un otoparkına parkedip uzaktan poz verebilirsiniz. 

Colmar'daki yemeklere gelince, biz bir akşam yemeğimizi Le 3 isimli restoranda, diğer akşam yemeğimizi ise Wistub La Petite Venise isimli restoranda yedik. 

Le 3 fena değildi, lokasyonu iyiydi, açık havada yeme imkanı vardı.

Wistub La Petite Venise ise Michelin'in önerdiği restoranlardan olmasına rağmen fiyatı Michelin standartlarında olmayan bir restoran. Biz hesap olarak 55 euro ödemişiz. Yediklerimiz çok lezzetliydi. Buranın dez avantajı ise sadece iç mekanda yemek yiyebiliyorsunuz. 

Damak tadınıza düşkünseniz Colmar'da Michelin yıldızlı restoranlar da var, hatta birisi her fotoğrafta görünen bu üçgen binada hizmet veriyor:

JY'S Restorant Michelin yıldızlı. Karşıdaki üçgen binada hizmet veriyor

Wistub La Krutenau, Brasserie Schwendi gibi merkezi ve ünlü kafelere ister yemek için, ister bir şeyler içmek için oturabilirsiniz.

Geceleri Colmar

Eguisheim

Alsace'ın en çok fotoğraf çekilen yeri bu köyde, işte bu evin önüymüş:

Çünkü Alsas'ın en çok fotoğraflanan noktasında benim de bir fotoğrafım olmalıydı…

Eguisheim köyü, 2013'te Fransa'nın favori köyü seçilmiş. Alsas'ın genelindeki gibi evler ve sokaklar çok bakımlı.

Köy aynı zamanda bir planlama harikası: Siz sokakta dümdüz yürüdüğünüzü sanarken bir anda başladığınız noktaya geri geliyorsunuz. O popüler evin yanından yürümeye başladık, daire çizdiğimizi hiç anlamamıştık. Dümdüz gidiyoruz sanarken bir süre sonra tekrar o evin karşısında bulduk kendimizi.

Birbirinden tatlı evler ve bakımlı sokakları ile gerçekten favori olmayı hakeden bir köy!

Eguisheim

Eguisheim

Eguisheim köy meydanı

Eguisheim

Alsace Bölgesinde Yeme İçme

Burada yemek önemli bir yer kaplıyor! Ne de olsa bölge "şarap rotası" olarak anılıyor.

Tarte Flambee: Üzerinde peynir, domuz eti ve bolca soğan olan ince hamur bir pizza gibi düşünebilirsiniz. "Flamkuche" ismi de kullanılıyor bu yemek için.

Vejeteryan Tarte Flambee

Biz domuz tercih etmediğimiz için bunun vejeteryan olanından sipariş verdik. Aslında orijinal halini yemediğim için normal bir pizzadan çok da farkını göremedim. 

"Alsacian Sauerkraut" veya "Choucroute" bölgenin en meşhur yemeği, lahanalı ve domuz etli bir şeymiş.Biz denemedik.

Kaz ciğeri (Foie Gras) meşhurmuş ama ciğerle aram iyi olmadığı için onu da yemeyi düşünmedim.

Muenster peyniri: Yörenin en ünlü peyniri. Şarapların yanında ısmarlayıp denedik. Bende pek iz bırakmadı. 

"Peki sende ne iz bıraktı Melike?"diye sorarsanız size "Alsace'ın tatlıları"derim. Burada "makaron"ların illa ki renk renk badem kurabiyelerinden ibaret olmadığını anladım. 

Şirin tatlıcılardan 

Renksiz, kurabiye kıvamında satılan makaronlar gerçekten harikaydı. Gitmişken bol bol tüketiniz.

Resimde gördüğünüz kurabiyelere de "makaron" deniliyor

Bir diğer göze çarpan tatlı da "noughat" ve "nougatin" denilen helvamsı bir şey. Sırf bunları satan dükkanlar var ve bence "nougatin" olarak satılan bal ve bademden yapılmış olanı çok lezzetliydi. 

Bölgeye özgü "Nougat" tatlıları denenmeli 

Bretzel veya "pretzel" Almanya'da olduğu gibi Alsace'da da sıkça karşınıza çıkıyor. Susamsız bir çeşit simit diyebileceğimiz bretzeli en çok da bira ile tüketiyorlar.

Alsace'ın şaraplarına gelirsek:

Beyaz şarap ağırlıkta bir üretim var. Bölgenin tek kırmızı şarap elde edilen üzümü "Pinot Noir"

Riesling: Adını "Rhine" yani "Ren nehri"nden alan bir üzüm çeşidi Almanya'nın ve Alsas'ın en meşhuru. Yemeklerle biz genelde Riesling tercih ettik.  

Alsace'daki diğer beyaz üzümler: Gewürztraminer, Pinot Gris, Muscat, Pinot Blanc ve Sylvaner

Şarap tadımlarına gittiğinizde bunlar hakkında ayrıntılı bilgiler edinebilir, hepsinin tadına bakıp favorinizi tayin edebilirsiniz. 

"Degustation" kelimesini gördüğünüz yerde tadım yapabilirsiniz.

Şarap tadımı ücretsiz olan yerler var ama bazı üreticiler tadımın sonunda şarap satın almadığınız takdirde tadıma 5 euro ödemenizi isteyebiliyor. Şişe şaraplar 9-10 eurodan başlıyor denilebilir.

Ben emzirdiğim için şarap tadımı odaklı bir gezi olmadı bizimkisi. Yemeklerde ve kafelerde "tadım" şeklinde tükettim şarabı. Böyle bir kısıtım olmasaydı daha fazla şarap denemek isterdim. 

Alsace'da Alışveriş

Size bir şey itiraf edeyim, ben artık turistik hatıralıklara evde yayıntı gözüyle bakıyorum… Bir magnetten daha fazlasına ne bütçe ayırmak istiyorum, ne de evde onu koyacak bir yer. Ama siz bu tür ürünlerden hoşlanıyorsanız Alsas'daki hediyelik eşyacılarda leylek desenli ürünlerin satıldığını göreceksiniz. Alsas'ın simgesi olan bu leylek temalı ürünlerden veya Alsas'ın kek kalıplarından alabilirsiniz. 

Yukarıda bahsettiğim nugatlar veya makaronlar gayet iyi hediyelik olabilir. Hem de sizinle Alsas'a gelememiş yakınlarınıza "bir lokma Alsas" ikram etmiş olursunuz.

Alsas şarapları da evinizde özel günler için bulundurulabilir. Alsas'ta şaraplar yeşil ayaklı kadehlerde servis ediliyor. Bu kadehlerden alıp hatıra olarak eve götürebilirsiniz. En azından kullanılacak bir şey (Ben sadece şarap aldım).

Benim çok zevk aldığım bir geziydi. Umarım siz de gidip beğenirsiniz Fransa'nın Alsace bölgesini. 

Biz Alsace'dan sonra 1 gün de Zürih'te kaldık. Sıradaki yazım İsviçre'nin en kozmopolit şehri Zürih ile ilgili olacak. Seyahatle kalın…

Son Yazılar
Yorum ( 16 )
  1. Nimet
    15 Aralık 2016 at 21:00
    Cevapla

    haRIKASIN MELIKE. BIRAZ DAHA YAZAYDIN 🙂 NE GÜZELDİ OKUMAK. FOTOĞRAFLAR ÇOK GÖZ ALICI. ÇOK BEĞENDIM BU GEZI ROTASINI. EMEĞINE SAĞLIK.

  2. Mine OĞUZ
    15 Aralık 2016 at 21:00
    Cevapla

    Gezi yazınızı çok beğendim, ayrıntılı ve açıklayıcı olmuş. Gezdiğiniz yerlereyse bayıldım ve çok kıskandım. gezip görme virüsünü kapmış biri olarak en kısa sürede ben de gidilecekler listeme almak isterim. zaten bazı yurt dışı seyahatlerim öncesi bloğunuzu ziyaret ediyorum. referans olduğunuz için teşekkürler.\r\nsevgiler

  3. necla ergünol
    15 Aralık 2016 at 21:00
    Cevapla

    yAKLAŞIK 1 YILDIR YORUMLARINIZI TAKİP EDİYORUM.şu anda ıstanbul kadıköy bölgesinde emlak danışmanlığı yapıyorum.ANCAK BU GÜZEL PAYLAŞIMINIZDAN SONRA ORALARDA OLASIM GELDİ DOĞRUSU………BİR YER ANCAK BU KADAR SICAK VE GÜZEL ANLATILABİLİR.KALEMİNİZE SAĞLIK ÇOK BEĞENDİM.AYRICA RESİMLERDE ÇOK GÜZEL.tatlı kızınızı güle güle büyütün.sevgiler\r\n

  4. R.Başak sevil
    21 Aralık 2016 at 21:00
    Cevapla

    Merhaba melike hanım, \r\nbu sene mayıs ayının son haftasında eşimle beraber Colmar ve strasbourg taraflarına gittik. bence fransa’da mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında geliyor bu iki şehir ve köyleri. Bizim deneyimlerimizi okumak isterseniz bloguma beklerim :)\r\n\r\nhttp://kenteskizleri.blogspot.com.tr/2016/06/colmar.html

  5. melike kutlay cengiz
    21 Aralık 2016 at 21:00
    Cevapla

    Harika yorumlarınız için çok teşekkür ederim, sonsuz sevgiler hepinize!

  6. Kornea
    21 Aralık 2016 at 21:00
    Cevapla

    sayfanın sonu gelmek BİLMEDİ 🙂 ama hem geziniz hemde anlatımınız harika olmuş.

  7. Neşe Sunar
    22 Aralık 2016 at 21:00
    Cevapla

    Melike hanum, merhaba\r\nDubaiyi sizin notlarınızdan ilham alarak gezdik. Cok faydalı oldu. Baharda colmar alsace düşünüyorum. sürpriz bir gezi hazırlayıp eşimi sevindirmek istiyorum. Gezi notlarını araştırayım derken ilk siz çoktınız karşıma ve çok sevindim. Notlarınızdan faydalanacağım yine.

  8. Bülent ipek
    24 Aralık 2016 at 21:00
    Cevapla

    Melike Hanim oldukca güzel yerleri gezmissiniz ve yorumlarinizda cok güzel. Biz bu yaz Obernai Bölgesinde idik gercekten güzel o bölge hele evleri sanki kartpostallardaki masal evleri gibi.\r\nyanliz biz gezimizi almanya tarafindan baslattik schwarzwald ( kara ormanlar bölgesi ) hatta türkiyeden geleceklere almanya tarafinda konaklamalarini tavsiye ederim daha uygun böylece kismen hemde almanyanin tabiat harikasi bir bölümünü görmüs olurlar\r\nSizler melike hanim meshur sarap rotasini izlemissiniz ve oranin saraplari özelliklede beyaz saraplari harikadir ve 6 ila 8 euro arasinda fiatlari vardir asla ama asla o sehirlere gelen turistleri yolmya kalkmazlar fransizlar, isterleriki yine gelsinler onun icindirki biz sadece bu sene tam 4 kez fransya gittik her seferinde gezdigimiz bölger harika idi\r\nMelike hanim bir sey dikkatinizi cektimi? fransizlar o evlere nasil bakiyorlar temiz tutuyorlar eski diye yikalim yerine 6 katli apartman yapalim düsüncesi yok cünki o bölgede senenin 12 ayi turizm var dolaysiyla ona görede kazaniyorlar asla o harika evleri kaderlerine birakmiyorlar, ne yemekte nede icecekte asla abarti fiyat ödemessiniz\r\n

  9. melike kutlay cengiz
    26 Aralık 2016 at 21:00
    Cevapla

    Bülent Bey, yazımdan da anlayacağınız üzere size sonuna kadar katılıyorum, Fransa’dan Öğreneceğimiz çok şey var. Evlerin bakımı, temizliği, turistlere duyulan saygı her şeyin üzerindeydi. Bizim gibi gezip gören insanların ülkemizi iyiye götüreceğine inanıyorum. Diğer katkılarınız için de teşekkür ederim, sevgiler…

  10. zeynep cansoylu
    14 Ocak 2017 at 21:00
    Cevapla

    fotolara, kasabalara, şaraplara bir de (olmazsa olmaz) yemeklere bayıldım :)\r\n2017’de benim de ufak bir colmar hayalim var 🙂

  11. melike Kutlay Cengiz
    16 Ocak 2017 at 21:00
    Cevapla

    Hayallerini gerçekleştireceğine inanıyorum Zeynep, dediğim gibi Colmar’ı tavsiye etmiyorum, ısrar ediyorum, git ve gör. Sevgiler…

  12. ismail
    21 Mart 2017 at 00:15
    Cevapla

    Bilgilendirmenizi cok begendim kismetse bu hafta bu guzergahi ziyaret edecegim tesekurler

  13. nimet
    20 Nisan 2018 at 00:22
    Cevapla

    Melike, yine ben 🙂 bu kaçıncı okuyuşum bilemiyorum artık. hazır BLOĞA gelmişken bir selam vermeden gitmeyeyim dedim. 7 gun sonra bu rotalardayım. yazıya bol fotoğraf eklemen çok çok iyi olmuş.

    • Melike Kutlay
      25 Nisan 2018 at 16:53

      Canım geziniz süper geçsin :*

  14. Cengiz
    21 Haziran 2018 at 14:01
    Cevapla

    Ne kadar güzel bir paylaşım. Okudukça açıldım, fotoğraflar ile sanki bir masal kitabının sayfalarını çevirdim.

    Elinize sağlık

  15. Cavit
    28 Aralık 2018 at 01:13
    Cevapla

    çok açıklayıcı, samimi ve güzel sunmuşsunuz. teşekkürler

Bir cevap bırakın Cavit