Samos Gezi Notları 2

Pek çok beğendiğimiz, geç kavuşup tez ayrıldığımız karşı komşumuz bizi yine davet etti. İlk gittiğimizde ada ile ilgili ayrıntıları paylaşmıştım. Bu yazıdan önce ilk Samos yazımı okumanızı tavsiye ederim.

Bu sefer daha çok fotoğraflı bir anlatım olacak.

Annem ve babam da gitmek isteyince hemen peşlerine takıldık. Maksat onları rahat ettirmek, yol göstermek desek de inanmayın 🙂

Samos gezi ekibi

Samos'a gidiş ve dönüş gerçekten sıra bekleme anlamında bir facia. Meander Turizmin önünde bilet kuyruğunda bekle, Kuşadası Limanı'na girmek için sıra bekle, Samos Limanı'nda gümrükte sıra bekle… Dönüşte de limanlarda, pasaport kontrollerinde bekleme şeklinde… Ben gezmek için her türlü rezilliği çekmeye razıyım ama herkes öyle mi ya? Yetkililer duyun sesimi ve bu işe bir çözüm bulun!

Samos'a temmuz başı gitmekle ağustos başı gitmek arasında fark varmış azizim, meğer ağustos yüksek sezonmuş ve geçen ay 40 euroya kiraladığımız arabaya bu sefer 90 Euro vermeliymişiz. Pazarlıkla 75 Euro ya el sıkıştık ve kadere razı olduk. Arabayı cumartesi öğlen 12'de kiralıyor, ertesi gün 4'te teslim ediyorsunuz, rent a carlara göre bu 2 günlük sayılıyor.

Geçen sefer kaldığımız ve muhteşem manzarasının yanında sahiplerinin şekerliğine bayıldığımız Hotel Cleomenis doluydu bu sefer. Aslında yaptığım plana göre Kokkari'de konaklamamız uygun olacaktı ama orada da internet üzerinden uygun fiyatlı yer bulamadık ve yine önceki kaldığımız otele yakın Ino Village adlı otelde kaldık. Bu sefer kahvaltı dahil değil ve 40 Euro oda başı 1 gece. Fiyat çok uygun, ama otel resimlerde göründüğü gibi değil tam. Yine de pişman olmazsınız. Kahvaltısı açık büfe ve zengin. Kişi başı 7 euroya kahvaltı ettik.

Yeşillikler içinde, kısmi deniz manzaralı bir oteldi

Manolates köyüne gidememiştik geçen sefer. Bu defa ilk hedef orasıydı. Dağın tepesinde manzaralı bir köyümüz. Köye çıkış yolu ormanlık, dar ve virajlı, neyse ki asfalt düzgün. Köyde çok sevimli evler, tasarım takı dükkanları, hediyelik eşyacılar ve manzaralı restoranlar var. Lukas'ın yeri sanal camiada çok popüler, orayı bulduk. Dağın tepesinde olan bu restorana çıkmak biraz güç ama bizden sonra kalabalık bir grup gelince "tek zorlanan biz miydik" diye düşünmeden edemedik.

p

Lukas'ın yerinde

Akşamüzeri gezintisi ve akşam yemeği için adresimiz Kokkari idi bu sefer. Geçen geldiğimde meğer Kokkari'yi hiç görmemişiz. Bu sefer bayıldık. Deniz kenarındaki restoranları ve sokakların şirinliği ile mükemmel bir yer. Suyu da o kadar berrak ki! Burada sözü fotoğraflara bırakıyorum.

Kokkari

Güzelsin Kokkari

Gün batımında ayrı,

Karanlıkta ayrı güzel

Kokkari'yi Avea çektiği için de sevmiş olabilir miyim acaba? Avea çektiğine göre diğer operatörler de çekiyordur diye düşünüyorum.

Pazar sabah gezintimizde Pisagor'un memleketi Pythagorion'a gittik. Çarşısında babam ve Olgun sinir krizi geçireceklerdi, çünkü annemle ben mağazalardan çıkamadık. Buradaki hediyelik eşyalar çok güzel. Erkekleri kahve içmeye göndermek neden aklımıza gelmemiş ki?

Böyle bir şey de kiralanabilirmiş

Pisagor heykeli

Samos merkezi de annem görmek istedi, ama cumartesi akşamüstü tüm dükkanlar kapalıydı. Haftasonu Samos merkezde hayat yokmuş…

Dükkanlar kapalı

Şehir gezintisinden sonra deniz faslına geçersek,

Kokkari'nin batısındaki 3 plajdan birine gidelim dedik, Lemonakia'yı seçtik. Burada arabanızı üstte yolda bırakıp aşağı yürüyerek iniyorsunuz. İki şezlong bir şemsiye 6 Euro. Frape keyfi yapayım derseniz 2.5 Euro. Buranın denizi ve kumsalı taşlı. Samos'un suyu genel olarak serin.

Ertesi gün yine Psili Ammos'u tercih ettik. Hem güzel olduğunu bildiyoruz, hem de annemlere Güzelçamlı'yı yakından göstermek istedik. Sofia's adlı kafenin hem otoparkı var ücretsiz, hem soyunma kabini ve duşları, hem de plajda şezlongları. Şezlong-şemsiye olayı 5 Euro.

Yemek için ise ilk öğlen yemeğimizi Manolates 'te Lukas' Tavern de yedik. Buranın ev yapımı şarabı çok ünlüymüş. Ben ekşili tavuk yedim, yağlıydı açıkçası.

Akşam yemeğimiz Kokkari sahilde Meltemi Restoran. Burası çok talep gören bir yermiş, kalabalıktı. Yediklerimiz ise gayet lezzetliydi. Deniz ürünleri sipariş ettik, Shrimp Saganakinin tadı damağımızda kaldı.

Meltemi Restoran'da masalar kumsala atılmış, denizin dibinde yemek mümkün

Sabah kahvaltısı otelimizde. Ballı yoğurdu hatırlatayım bu yazımda da.

Otelde kahvaltı

Pazar öğlen yemeğimizi de Psili Ammos plajında Sofias adlı kafede aldık. Köfte, patates ve içecek 5.5 Euro civarı. Burada Schweppes'in Ginger Ale diye bir içeceği ile tanıştık ve çok beğendik. Tavsiye edeyim dedim.

Böyle bir Samos haftasonusunu da geride bıraktık. Karlovasi tarafına yine gidilmedi. Artık önümüzdeki senelere bakarız diyor, bu seneki Samos defterini kapatıyoruz 🙂