2019 Nasıl Geçmiş?

2019 Nasıl Geçmiş?

Uzuuun bir aradan sonra herkese merhaba. Bloğumun yolunu unuttuğum doğrudur arkadaşlar, bu konuda hislerim karmaşık. Ama artık gelenekselleşmiş olan yıl sonu değerlendirme yazılarına devam etmeye niyetliyim, en çok da kendim ve ailem için.

2019 benim için gerçekten zor bir yıl oldu. Kötü demeye dilim varmıyor, çünkü sevdiklerim yanımdaydı. Ayrıca büyük dersler alıp dönüştüğüm, An’a odaklanmayı acı yollardan da olsa öğrendiğim bir yıldı.

DSCF9981

Şubat 2019 – Bu kadroyla nice yıl sonu değerlendirmelerine… 

Şimdi burayı dertlerimle döşeyip içinizi sıkmayacağım ama yazımın ilk kısımlarında eminim siz de bendeki kasveti farkedeceksiniz 🙂 Yılın 2. yarısı ise çok daha zevkli ve hareketliydi.

Bu yıl gezi rehberi hazırlamaktan soğuduğum bir dönemden geçtim. Bunu sosyal medyada paylaştığımda çok fazla teşvik edici yorum geldi, bu durum da beni tabii ki çok mutlu etti. Fakat kendime göre sebeplerim vardı:

2 çocukla hayat zor arkadaşlar 🙂 Emin olun seyahat etmek daha da zor, elin kolun dolu oluyor, her şeyi pahalı da olsa en kısa yoldan halletmeye çalışıyorsun. O yüzden “havaalanından şehre nasıl gidilir” diye araştıramıyorum, e size de anlatamıyorum. Çünkü biz genelde yorulmamak için ya araba kiralamış oluyoruz, ya da taksiye binmiş.

Gittiğimiz yerlerde tüm tecrübeleri hakkıyla gerçekleştirememiş olabiliyoruz. Bazen kolaylık olsun diye rehber tutuyoruz, veya orada bir arkadaşımız varsa onlarla geziyoruz. Dolayısıyla benim “yeni gezme tarzım” okuyanlara ne derece faydalı olabilir bilemiyorum.

İlla ki birilerine faydalı olur, ama bu sefer de “zamansızlık” faktörü devreye giriyor. Gezi rehberi hazırlamaktansa önceliğimi kitap okumaya verebiliyorum. Çünkü artık bir sürü gezi bloğu var, “aynı şeyleri benim de anlatmama ne gerek var” diye düşünüyorum.

Yazmayı çok seviyorum aslında, ama farklı yazı türleri (röportaj gibi) daha çok ilgimi çekmeye başladı. Sanırım işin boyutunu biraz değiştirmeye ihtiyacım var.

Gibi gibi… Ama yine de zaman zaman sadık yarim bloğumu çok özlüyor, “dur şu konuyu yazayım” diye gaza gelebiliyorum. Bakalım 2020’de neler yazabileceğim…

Haydi şimdi başlayalım ay ay 2019’u incelemeye!

 Ocak 2019

Sağlık problemleri ile dolu bir ocak ayıydı. Bir doktordan başka doktora koştuğumuz yetmemiş gibi takvime baktığımda görüyorum ki evimizin kaloriferi bozulmuş, eczanemin bodrum katına defalarca su basmış filan… Üstelik çekilen 2 dişim yüzünden 2019’un ekim ayına kadar ağız dolusu gülememişim bile…

Genelde ocak ayları bizim için evde oturmalı, bol çalışmalı, seyahat planı yapmalı geçer. 2019’da da bu böyle olmuş.

Şubat 2019

Şubat ayındaki tek yatılı seyahatimiz Ankara’yaymış. Ankara bizim sık gittiğimiz bir yer, görümcemler orada yaşıyor çünkü. Ama ekstra özel bir planımız olmamış.

Hayatın akışında çocuklarla aktif yaşamaya çalışıp, kendimizce entellektüel videolar izleyip kitaplar okuduğumuz durağan bir şubat ayıymış.

Bu ay Umaycığımız da 1 yaşını doldurdu.

_MG_3880

Mart 2019

Mart ayına geldiğimizde artık benim seyahat aşkım iyice depreşmişti. Bunun böyle olacağını öngörüp ocak ayından planımı yapmıştım zaten, çocuklarla Mısır’a gidecektik.

DSCF0306

Çünkü cesaret denen şey bizde epey bol 😀

3 gün Sharm El Sheikh’de otel tatili yapıp 1 günde de hızlı bir şekilde Kahire’yi gezdik. Özellikle Kahire ve piramitler kısmı bizim için çok etkileyiciydi. Mısır Gezi Planı Nasıl Yapılır diye bir blog yazısı yazıp bloggerlık kariyerimi noktaladığım için Kahire Gezi Notlarım bir türlü gelemedi 🙂

IMG_2290

Sharm El Sheikh’de otel tatili, Rixos’da kalmıştık.

Nisan 2019

Ne zamandır yapmak istediğimiz bir doğa yürüyüşü rotası vardı: Doğanbey köyünden girip dağları aşıp Güzelçamlı Milliparkı’ndan inecektik. Söke’den arkadaşlarımızla 20 kmlik bu doğa yürüyüşünü gerçekleştirdik. Hem kendimizi ispatladık, hem de doğanın uyanışına şahit olduk. Baharda yapılacak en iyi aktivitelerden birinin doğa yürüyüşü olduğuna karar verdim. Herkese de öneriyorum.

IMG_3207

Baharda mutlaka doğayla ilgili bir aktivite planlanmalı!

Ayın geri kalanı maalesef bazı problemler ile yüzleşip dibe çöktüğümüz günlerle geçti.

Annemlerle bir hafta sonu Akyaka kaçamağımız oldu ama biz kaçsak da üzüntüler peşimizden geldi. Paylaşacak bir fotoğrafım bile yok hakim bey!

Mayıs 2019

Biraz toparlanmaya başladık diyeyim. Ayın son günü gittiğimiz Cem Yılmaz gösterisi ile tekrar gülebilemeye başladık.

Haziran 2019

Haziran ayının başında ramazan bayramı tatili vardı. Bayram tatilini 9 güne tamamlamış ve eczaneyi kapatmış olarak 1 haftalık Hollanda seyahatine çıktık. Eczane kapalıyken gezmek en ama en sevdiğim!

AOJD7339

Liseden beri en yakın arkadaşım olan Denizler ailecek Hollanda’ya taşındılar ve biz de onların Den Haag’daki evlerine kalmaya gittik. Bize o kadar iyi geldi ki bu seyahat!

Lokaller gibi küçük bir tekne kiralayıp kanallarda gezdik, değirmenlerle buluştuk, kanal kenarlarında yürüyüşler yaptık, Hollanda’nın da bir sahili olduğunu keşfettik… Amsterdam’dan başka bir Hollanda mümkünmüş, ve çok da güzel oluyormuş.

DSCF1266

Kanallarda adeta lokaller gibi gezebilmek için tekne kiraladık. Kaptanımıza da bakın hele!

IMG_3366

Yavru keçileri biberonla besledik

https://www.ayagimintozuyla.net/wp-content/uploads/2020/02/IMG_3370.mov

Sonra da keçinin içtiği biberonu Umay ağzına götürdü 😀 Çocukla seyahat bir harika dostum!

IMG_3869

Santa Monica değil, Hollanda! Den Haag’dan böyle bir sahil beklemiyordum.

Gezip gördüğümüz yerlerin ötesinde, Deniz’le hasret gidermek gezinin en iyi yanlarından biriydi. Tıpkı lise yatakhanesindeki gibi gece yarısı sohbetleri, birlikte diş fırçalama seansları, sarılma terapileri derken manevi anlamda da bana çok iyi gelen bir gezi oldu.

IMG_3446

Yılların eskitemediği bir dostluk

Üstelik de araba kiralayıp arkadaş evinde kalınca 2 çocuğa rağmen hiç yorulmadım. Yılın en tatlı seyahati ilan ettim gitti bu Hollanda gezisini. 2020 için de ilk bilet aldığım yer Hollanda oldu 🙂

Bu geziden sonra Hollanda’da yaşamla ilgili detaylı bir röportaj hazırladım, epey de ilgi gördü yayınladığım dönemde. Hollanda’da yaşam ilginizi çekiyorsa link burada.

Schengen vizesi cepteyse ve mevsimlerden yazsa, bizi bir Yunan adasına gitmekten kim alıkoyabilir? Çok özlediğimiz Samos’a gidip 2 gün kaldık. Çok yorulduğumuzu anımsıyorum ama Samos harika bir Yunan adası; ne yediğim yemeklere, ne yüzdüğüm denizlere, ne de gördüğüm manzaralara doyabildim.

IMG_3737

Samos hatırası

Temmuz 2019

Temmuz 2019’da köklü bir değişikliğe gittik. Söke’deki evimizi değiştirdik. Taşınma telaşından ötürü pek bir şey yapamasak da yazlıkta deniz – havuz – mangal- günbatımı seansları cepteydi.

Benim 2019 hedeflerimden biri Olgun’la 2 kişi çocuksuz olarak küçük bir tatile çıkmaktı. Biz Ekin’i 1 gün bile birine bırakıp bir yere gitmemişken Umay doğdu ve ben onu da full time emzirdiğim için onlarsız hiçbir yere kıpırdayamadım.

Bir yandan da Evrencan Gündüz’e kafayı takmıştım. Kıştan beri yazın onu Bodrum’da canlı olarak izleyeceğimi hayal ediyordum. Bakıcımızın verdiği cesaretle 1 geceliğine Bodrum’a Evrencan konserine gidip, gece kalıp, gündüz de birkaç plajda yüzüp eve geri döndük.

IMG_4723

Hayal kurup gerçekleştirdiysem dişsizliğime aldırmaz, gülerim!

24 saatliğine de olsa çocukları bırakabilmek bizim için bir dönüm noktası oldu, resmen şeytanın bacağını kırmış hissettik. Çocuksuzuz diye 1 sırt çantası ile yola çıkmalar, konsere gitmeler, gece gece denize girmeler filan… Bayağı çılgın ve gençmişiz biz meğer 🙂

Ağustos 2019

İşte tam da ayağımın tozuylaya yakışır bir ağustos ayı ile karşınızdayım. Yazarken yorulacağımı hissediyorum, acaba nasıl altından kalktım 🙂

İlk hafta sonunda yine yeniden Samos’tayız. Bu sefer görümcemlerle gittik. Bizim ülkede Kaş aşıkları vardır ya, sanırım ben de Samos’a o şekilde aşık oldum. Artık yolları haritasız buluyoruz. 1-2 sene daha gidersek muhtarlığa adaylığımızı koyabiliriz. Yeni bir Samos rehberi de yakışıyor bu bloğa. Yazmaya yeltendim ama devamı ne zaman gelir söz veremiyorum.

DSCF1647

Canım Samos, canım kızlarım, canım yaz <3

Ağustos ayının ortalarında aslında 5 günlük bir kurban bayramı tatili vardı ama biz o tatili Söke – Kuşadası çevresinde geçirmeyi uygun gördük. Çok da zevkliydi tatilde yazlığa gelen eski arkadaşlarımızla buluşmak.

Zülfü Livaneli konseri,  açık hava tiyatroları ve canlı müzikli gecelerle geçen yaz akşamlarını dolu dizgin bir 30 ağustos gezisi takip etti. 2 çocukla yapılacak en zor şeyi yaptık bence: Karadeniz turu!

Trabzon’dan başlayıp Rize yaylalarına uzanan aşırı dolu bir programla ve tur ekibiyle gezmeye kalkışmak büyük cesaret istiyor. Yani günün sonunda net olarak söyleyebilirim ki böyle bir turla Karadenize gitmek (1.5 ve 3.5 yaşında iki çocukla) kimseye tavsiye edeceğim bir gezi türü değil 🙂

DSCF1738

Bu yılın en çılgın rotası : Bu yaşta çocuklarla turlu Karadeniz gezisi. Döndüğümüzden beri Karadeniz müzikleri dinliyoruz 😀

Tur otobüsünün en arkasına yerleştik, saatlerce yollarda kaldık, yaylalara sarsıntılar ile çıktık, bir yandan da yolda çocukları oyaladık. Eşyalarımızı kuşanıp zırt pırt otobüsten indik, ceketleri giydik çıkardık, engebeli yollarda yürüdük, bazen de ıslandık… Vallahi de billahi de çok yorulduk.

Ama doğa bizi her zaman göremeyeceğimiz bir bulut denizi ile ödüllendirdi. Daha ne isteriz…

IMG_4123

Bu bulut denizini gördük ya, tüm yorgunluk geçti 

Eylül 2019

Karadeniz gezisinde çok yorulduğumuz için bir otel tatili ile kendimizi şımartma zamanı gelmişti. Şımardık mı derseniz, yorgunluktan bir kere daha öldük diyebilirim 🙂

Ben bu otel tatilinin hayalini yıllardan beri kuruyorum. Çünkü bu otel, Harvard Business School’da vaka incelemesi olarak okutulan bir işletme. Müşteri memnuniyetinin %100’lere vardığı, tekrar gelen müşteri oranının çok çok yüksek olduğu bir otel. Bütçe ayırmak zor, ama otelden yer bulmak daha da zor! Bahsettiğim yer Fethiye’deki Hillside Beach Club.

DSCF1827

Ayrıntıları başka bir blog yazısında anlatmak isterim, ama  yorgunluğumuza istinaden, aslında çok çocuk dostu bir yer olduğunu söyleyip, bizim biraz acemice davrandığımızı itiraf etmem lazım. Yer bulabilirsem mutlaka tekrar giderim.

Yaza mükemmel bir şekilde veda ettik bu tatille.

Ekim 2019

Yine bir Ankara seyahati, bolca arkadaş toplantısı filan derken ekim ayının da sonuna yaklaşmıştık.

29 ekim için Münih’e bilet almıştım. Doğa odaklı rotalarda işin piri olan Offtheroadonthetrack bloğunun sahibi Gökçe ile kafa kafaya vererek güzel bir rota çıkardık.

WhatsApp Image 2020-02-05 at 00.58.26

Rotamızın mimarları ile de görüştük tabii ki 🙂

Eib Gölünün etrafında yürüyüp, Neuswanstein Kalesine çıktığımız, Partnachklamm geçidini görüp Münih merkezde de zaman geçirdiğimiz yumuşak bir gezi oldu.

DSCF2168

Eibsee’nin muhteşem doğası

Garmich köyünde dağ manzaralı bir evde kalmıştık, araba kiralamıştık ve gezimizin bir kısmında bize Hollanda’daki arkadaşlarımız Deniz ve Mevlüt de dahil olmuştu. Bizi çok yormayan, hoş bir seyahatti.

DSCF2316

Sonhabarı yaşamak için Bavyera doğru adresmiş!

Kasım 2019

Hareketli aylardan sonra biraz duruşa geçtik. Kasım ayı ile bahsetmek istediğim 2 nokta var:

Bir haftasonu Yollarda hayat var bloğunun sahibi arkadaşım Özlemlerin Aliağa’daki evlerini ziyarete gittik ve bizi Şakran’da deniz kenarında çok hoş bir restorana götürdüler. Hem ortamı, hem de lezzetleri inanılmazdı. Ena Restoranı asla unutmak istemediğim için burada yer veriyorum.

WhatsApp Image 2020-02-05 at 02.02.52

Şakran’daki Ena Restoran’ı not edin ve muhakkak gidin!

İkinci nokta ise bu kasımda canımız Ekinimiz 4 yaşını doldurdu 🙂

Aralık 2019

Soğukta çocuklarla gezmekten hoşlanmadığımızı beni takip edenler çok iyi biliyor. O yüzden kış sezonu bizde evde geçiyor.

Ama temmuz ayında şeytanın bacağını kırıp 24 saatliğine Bodrum’a gitmiştik ya, bu ay da onu yükselttik: Olgun’la 48 saatliğine İstanbul’a gittik.

İstanbul’da müze ziyareti, arkadaş buluşmaları, restoran denemeleri derken keyifli bir ayrılış oldu. Bloğum ve Instagram sağolsun hiç yalnız kalmadık, çok keyifli sohbetlerle geçti İstanbul gezimiz.

WhatsApp Image 2020-02-05 at 01.01.22

Neyse ki bu zürafa ile fotoğraf çekilmekten geri kalmadım! 2019’un en popüler etkinliklerinden biriydi kesinlikle Abdülmecid Efendi Köşkü’ndeki İçimdeki Çocuk sergisi.

Böyle bir yıl oldu işte…

Bu yılın bana kazandırdığı yenilikler:

  • Gelecekle ilgili kaygı duymaktan vazgeçip bugüne odaklanmaya çalışıyorum (elimden geldiğince)
  • Her hafta izlediğim bazı YouTube kanalları oldu, Barış Özcan gibi mesela. Çok şey öğrendim, tavsiye ederim.
  • 21 gün şekersiz diyeti yaparak şekeri hayatımda minimize ettim.
  • Son aylarda kitap okumaya ayırdığım zamanı arttırdım, haftada 1 kitap okumaya başladım. Sesli kitap dinleyerek de boş geçen zamanları kitaplarla doldurdum. Hatta bir kitap kulübüne üye oldum, ayda 1 toplanıp okuduğumuz kitabı tartışıyoruz.
  • Sağlıklı beslenme, fonksiyonel tıp gibi ilgi alanlarımda yeni şeyler öğrendim ve uyguladım.
  • Ailemle ve arkadaşlarımla bolca zaman geçirdim; sohbetin muhabbetin ve kahvenin dibine vurdum 🙂

hollandada_is_bulmak (4)

Arkadaşlığın önemine vurgu yapan bir fotoğraf 😛

“Ohh Melike süpersin” demeden önce bir de yapamadıklarıma bakın:

  • Güya hareketli bir yaşam sürecektim. Pilatese gittim, yarım bıraktım. Günde 10 bin adım hedefledim, yarım bıraktım. Yogaya başladım ve bilin bakalım ona ne oldu? 🙂
  • Bloğumla resmen hiç ilgilenmedim. Ne yorumlara cevap yazabildim, ne de ayağıma kadar gelen reklam tekliflerine.
  • Çok az film izleyebildim. Dizi hedefim zaten yok ama ayda 1 film bile izleyememiş olabilirim.
  • Instagram’da ve Whatsapp’da gereğinden fazla vakit geçirdim.

İşte böyle sevgili okuyucularım. 2020 özetinin daha neşeli olacağını umarak ve bir sürü seyahat planladığımı da belirterek yazıma son veriyorum. Hayallerim ve ben her zamanki gibi çok meşgulüz, olumlu anlamda 😉

Daha sık görüşmek dileğiyle…

Son Yazılar
Bir cevap bırakın