Barselona Gezi Rehberi

Bu aralar çok seyahat edince kredi kartlarındaki miller suyunu çekerken THY'nin Miles and Smiles kartında puanlar birikmekteydi. Bizim de onları harcamamız gerekiyordu 😛 Ne zaman nereye gitsek diye düşünürken spontane bir şekilde 23 nisanı birleştirip Barselona seyahati planladık.

Barselona, Avrupa'da görülmesi gereken önemli yerlerden biri. Paris gibi, Amsterdam gibi, Türk turistlerin ilk tercihlerinden 🙂 Her zevke hitap edecek özellikte bir şehir. Daracık sokaklarında sokak sanatı, sokakların açıldığı geniş meydanlarda ise heykel sanatı fışkırıyor! Güzel müzeleri, eğlenceli pubları, alışveriş imkanları, futbol takımı, plajları ve kendine özgü yemekleri ile yaşayan bir şehir…

Baharda Barselona, iyi fikir!

Barselona şu an İspanya sınırı içinde olsa da Barselonalılar kendilerine İspanyol değil, Katalan diyorlar. Kendi dilleri Katalanca. Katalonya bölgesi sakinleri, İspanya'ya gerek turizm gerekse futbol takımı ile en çok para kazandıran bölüm iken İspanya'daki krizden yüksek oranda etkilenmiş olmaktan memnuniyetsizler. İşsizliğin en yoğun olduğu Avrupa ülkesi imiş İspanya.

Katalan bayrağı her yerde!

İşsizlik oranı bu denli yüksek, ekonomik kriz ayyuka çıkmışken bu şehre giden turistlere yapılacak en yerinde uyarı "hırsızlara dikkat!" olacaktır. Ben okuduğum her blogda bu uyarıyı gördüm ve Barselona'da bir şeyler çaldırmış arkadaşlarımın hikayelerini dinledim. Tüm kalabalık yerlerde turist rehberlerinin de ekiplerini hırsızlara karşı uyardığına şahit oldum. Lütfen siz de çok korkun, tedbirli olun.

Tedbir olarak kendime çok sıkı bir çanta seçmiştim, ben bile içinden paramı telefonumu zor alabiliyordum. Öyle telefonumu masada bırakıp sağıma soluma bakınayım demedim hiç; telefon elimde değilse çantama girdi, fermuar da sıkıca kapandı. Fotoğraf makinemin boyun askısını da kalabalıkta kaybolmaktan korkup annesinin elini sımsıkı kavramış küçük bir çocuk edasıyla tuttum. Ve zafer! Hiç bir şey çaldırmadan işte geldim burdayım!

Barselona'ya nasıl gidilir? Uçak ile Türk Hava Yolları haricinde Pegasus ile de direkt uçmak mümkün. Tabii İstanbul'dan. Biz İzmir civarında yaşayanlar aktarma yapmanın doyumsuz zevkini tatmaya devam ediyoruz 🙂

Havaalanı 2 terminalden oluşuyor. Türk Hava Yolları Terminal 1'e, Pegasus 2.'ye iniyormuş. Barselona Havaalanı'ndan şehre gitmek çok kolay. Metro, Aerobus adı verilen otobüs, N17 adlı gece otobüsü ve taksi gibi seçenekler var. Metro ve N17 veya N16 ucuz seçenekler. Biz Aerobus isimli otobüsü seçtik, 5.90 Euro vererek 20 dakikada şehir merkezinde olduk.

Biz otelimizi booking.com dan ayarladık. 5 gece kalacağımız için La Rambla çevresi çok pahalı tutuyordu ve odalar çok küçüktü. Plaça Espanya'ya çok yakın Ayre Hotel Gran Via adlı otelde kaldık. Oda genişliği ve konforu gayet iyiydi. Ulaşım çok rahattı, metro istasyonuna ve havaalanına giden otobüslere 2 dakikada yürüyorduk. Odanın tek kusuru iç avluya bakıyordu, güneş girmediği için her sabah karanlığa uyandık! Çok şikayet etmeye de hakkım yok, belki resepsiyona söylesek değiştirirlerdi odamızı ama biz üşenip hiç bir şey söylemedik, kadere razı olduk. Oda fiyatı 5 gece için toplamda 450 euro idi.

Tekrar gitsem La Rambla üzerinde olmasa da El Born bölgesinde kalmak isterdim, çünkü en çok orada takıldık. Yazın gidip deniz odaklı bir tatil yapacaksam da Barcelonata veya Bogatell bölgeleri tercih edilebilir. Ama kendi otelimizin havaalanı otobüsünden inince çok az yürüme mesafesinde olması da büyük konfordu. El Born veya Barceloneta için ara sokaklarda bavulla yürüme külfetini göze alacaksınız veya taksiye bineceksiniz.

Barceloneta plajı

Barselona'da toplu taşıma oldukça gelişmiş. Metro biletleri de pahalı değil, tek bilet aldığınızda 2.15 euro fakat biz T-10 adı verilen 10 binişlik birden fazla kişinin kullanabildiği kartlardan aldık. 10 binişlik kart 10.30 euro idi. Olgun ile ikimiz kullanıp gezinin sonunda 10 lulardan 4 tane filan harcamış olduk.

Barselona'da şehir dışına çıkmak isterseniz veya şehir içinde dilediğiniz yeri rahatça gezebilmek için güvenilir bir rent a car firmasından araba kiralayabilirsiniz. Araç kiralama işini son güne bıraktıysanız, İstanbul Atatürk Havalimanı araç kiralama ofisleri imdadınıza yetişecektir.

Barselona'ya ne zaman gitmeli derseniz, hava şartları olarak Avrupa ortalamasının üstünde sıcaklığa sahip olduğunu bilmek gerek. Türkiye'nin batı kesimine benzer bir iklim var. O nedenle her mevsim ziyaret edilebilme potansiyeline sahip. Biz nisanı tercih ettik, üşümeden ve terlemeden gezdik. Yağmur bize teğet geçti.

Barselona'yı yazın ziyaret etmek hem avantaj, hem dezavantaj. Yazın sahillerde vakit geçirip deniz tatili yapabiliyor olacaksınız, etraf cıvıl cıvıl olacak, fakat kültür gezisi kısmında sıcaktan pişeceksiniz! Ayrıca yazın Barselona fena kalabalık oluyormuş. O yüzden en ideal ay Eylül diye düşündüm. Hem eylül sonunda insandan kuleler yaptıkları La Merce adı verilen festival düzenleniyormuş, ona denk gelmek hoş olabilir.

Barselona'da Gezilecek yerler:

Barselona'da gezilecek yerler

Öncelikle bu şehrin başına gelmiş en güzel şeyle tanışalım: Mimar Antoni Gaudi! Gaudi bu şehri muhteşem sanatı ile süslemiş, aykırı bir mimari ile birbirinden güzel binalara imza atmış, şimdi bütün turistler oraları geziyor.

Art Nouveau olarak bilinen sanat akımının amacı, eserleri, eseri saran çevre ile uyumlu hale getirmekmiş. Bu sanatın öncülerinden olan Gaudi de eserlerinde hep doğadan esinlenmiş. İnsan oğlunun leğen kemiği, arı peteği, ağaç dalı ve gövdesi onun ilham kaynağı olmuş. Köşe ve kenarları olmayan kıvrımlı ve dalgalı görünümlere sahip bu farklı binalarda statiği sağlayabilmiş olmasının yanı sıra sanatsal bakış açısı onu bir dahi kılıyor ve Barselona'ya giden herkesi Gaudi hayranı yapıyor.

Gaudi'ye en büyük destek de yaşadığı dönemin en zenginlerinden olan Güel ailesinden geliyor. Güel ailesi için tasarladığı evler, parklar bugün Barselona'nın cazibe noktaları.

Görmeden dönülmemesi gereken Gaudi eserleri şu şekilde:

Sagra da Familia: Burası Barselona'nın simgesi, turizm ikonu, namı değer "bitmeyen kilise". Gaudi bu eserini yarım bırakıp hayata veda ediyor. Şu an kilisenin tadilatı bağışlar ile devam etmekte. 2026 yılında, Gaudi'nin ölümünün 100. yılında bitirilmesi planlanıyormuş. Haydi inşallah…

Sagra da Familia!

Kilisenin silüetine iş makineleri de dahil artık. Görünümü ıslak kum ile yapılmış kale şeklinde. Dışında öyle ayrıntılı figürler var ki; bir yerinde İsa'nın doğuşu anlatılıyor, bir yanda meyveler, öbür yanda gizemli sayılar var…

Sagra da Familia'nın dış cephesindeki figürlerin ayrı hikayeleri var…

Sagra da Famila

Sagra da Familia dış cephe detayları

Sagra da Familia'ya yürüyebileceğiniz gibi metro ile ulaşmanız da mümkün. Sagra da Familia adlı istasyonda tam önünde iniyorsunuz.

Kilisenin içine girmek için biletinizi mutlaka online alın. Yoksa en az 2 saat sıra bekleyeceğiniz garanti. Online biletli bölümde bile sıra var, neyse ki daha hızlı ilerliyor. Biletler kişi başı 20 euro.

İçerisi görmeye değer güzellikte… Binayı ayakta tutan kolonların her biri birer ağaç gövedesi. İçerinin ışıklandırlması ise çok özel, vitraylardaki ışık kırılmaları içeriyi müthiş ışık oyunlarına boğmuş…

Kolonlara dikkat

İçeride doğal bir aydınlatma ve ışık oyunları var

Bizim biletimiz kulelerden birine çıkmayı da içeriyordu. Kuleye asansör ile çıkıp, yürüyerek iniyorsunuz. Benim gibi bir yükseklik korkağının ne işi vardı kulede bilmiyorum, çok zor anlar yaşadım trabzansız daracık merdivende! Ama Olgun'a süper fotoğraflar çekme fırsatı sunduğu için iyi ki çıkmışız diyorum.

Kuleden aşağı bakış

Kuleden indiğimiz merdivenlerin bu güzel fotoğrafı için önce Gaudi'ye sonra Olgun'a teşekkürü borç biliriz

Casa Battlo ve Casa Mila (La Pedrera): Passeig de Gracia isimli lüks mağazaların bulunduğu alışveriş caddesinde Gaudi'nin yaptığı evler. Birbirlerine yürüyerek 5 dakika uzaktalar.

Casa Battlo'ya giriş 21 euro, Casa Mila'ya giriş ise 18 euro idi. Zamanım kıymetli olduğu için biletleri yine online aldım. Pahalı oldukları için ikisinden birini tercih edelim dedim ve hangisinin içine gireyim diye 1 iş günümü ziyan ettiğimi itiraf ediyorum. Sonunda Casa Mila'ya karar verdim. Battlo'da da aklım kaldı ama 🙂

Casa Battlo, çatısı bir balık sırtı olarak tasarlanmış, çok hoş, sıra dışı bir bina. İçinde mobilya yokmuş ama ayrıntılar muazzammış. Bir daha yolum düşerse içine gireceğim. Biz dışardan fotoğrafladık.

Casa Battlo

Casa Battlo'nun balık sırtı şeklindeki çatısı

Casa Mila veya La Pedrera olarak bilinen esere Taş Ocağı da deniliyor. Biz gittiğimizde buranın dış cephesi tadilattaymış. İçine girmeseydik dışarıdan da fotoğraflayamayacaktık, yani doğru seçim yapmışım, ohhh! Buranın çatısındaki bacaları çok efsane. Çatısında bir tur attık.

Dış cephe tadilatta olduğu için görseli Google'dan aldım

Darth Vader değil mi o?

Baca ve havalandırmanın sanatla buluşması

Burayı içinde mobilyalar var diye tercih etmiş olsam da mobilyadan çok duvarlardaki ayrıntılar, kapı pervazları ve pencere kulpları ilgimi çekti. Kapı koluna elinizi koyuyorsunuz, sanki sizin eliniz için tasarlanmış, tam ergonomik!

Mobilyalı alandan bir kare

Casa Mila

Park Güel: Barselona'da görmeden dönülmeyecekler listesinin zirvesinde. Lesseps metro durağında inip 15-20 dakika yürüdük. Bundan sonra gideceklere kötü haber, parkın anıtsal kısmı 2013 ekimden beri paralı ziyarette. Park Güel'in paralı olduğunu hiç bir blogdan okumamıştım, o anlamda bir hayal kırıklığı yaşadım. Biletler kişi başı 8 euro. Üstelik de o bölüme aynı anda en fazla 400 kişiyi alıyorlar. Biz saat 6'da orda olmamıza rağmen saat 19.30 için bilet alabildik. Bir buçuk saat parkın yeşil kısmında vakit geçirdik.

Parkın doğal alanında vakit geçirdik

Paralı bölüme girenleri izledik…

Kıvrımlı bankaların olduğu bölümde oturup fotoğraf çekilmek şart. Bu taştan banklarda Gaudi yine ergonomisini konuşturmuş, oturduğunuzda o kadar rahat ki, sanki sırtınıza yastık dayamışsınız.

Oturdum mu kalkmam artık ben!

Kıvrımlı taş bank kırık seramiklerden oluşuyor

Ağzından su akıtan bir başka Barselona simgesi renkli kertenkele de bu parkta!

Kertenkele ile başbaşa kalıp güzel bir fotoğraf çekilemedik maalesef

Park Güel

Park Güel aslında bir yerleşim projesi olarak tasarlanmış. Şu an İstanbul'da içinde yaşamayı çok sevdiğimiz (!) rezidanslar gibi zenginlerin yaşadığı bir site olacakmış. Ama işler yolunda gitmeyince içinde sadece 3 ev ve etrafındaki yeşil parkla turistik bir nokta olmuş. İçindeki evlerden birinde Gaudi yaşamış, ekstra ücret ödeyerek gezebiliyorsunuz. Zaten yıllardır bedava olan parka para ödeyip girmişiz, bir de Gaudi'nin evine ücretli girmeyi o anki psikolojimiz kaldırmadı, girmedik…

Park Güel içindeki iki sevimli ev: birisi müze, diğeri hediyelik eşya dükkanı

Bir de Palau Guel var, Gaudi'nin Güel ailesi için yaptığı "saray". Biz buna girmedik.

İlk önce duyup da inanmadığım, sonra hediyelik eşyacılardaki çocuk kitaplarında okuyunca inandığım bir ölüm hikayesi var Gaudi'nin. 1926 yılında 74 yaşındayken  Gaudi'ye tramvay çarpıyor. O sırada Sagra da Familia kilisesinin inşaatı devam ediyor ve kendisi de kilisenin inşaatında bilfiil çalıştığı için üzerindeki kıyafetler eski püskü ve kirli. Tramvay kazasında kimliği tespit edilemiyor ve devlet hastanesine kaldırılıyor. Çarpılan kişinin ünlü mimar Gaudi olduğu anlaşılınca şehrin ileri gelenleri onu özel kliniklere taşımayı teklif ediyorlar fakat Gaudi bunu kabul etmiyor, "benim yerim burasıdır" diyor. Maalesef Gaudi kurtarılamıyor ve bu olay Barselona tarihinde kara bir leke olarak kalıyor.

Sanattan bahsetmişken bir de Picasso'ya değinelim. Hayatının belli bir dönemini Barselona'da geçirmiş olan Picasso'nun bir müzesi var El Born bölgesinde. Bileti yine online aldık, 11 euro. Picasso'nun gelişim evrelerini çok rahat izleyebileceğiniz bir müze burası. 14 yaşında çizdiği manzara resimleri yıllar geçtikçe kendini uçuk, sürrealist çizgilere bırakmış.

Sanatı bir yana bırakıp sokaklara dalalım…

Barselona'nın önemli muhitleri

La Rambla caddesi Barselona'nın can damarı… Bizim İstiklal Caddesi gibi, akın akın insan. Ama yaşayan bir cadde burası, üzerinde hediyelik eşya büfeleri, canlı heykeller, sokak sanatçıları var. Gezmesi günün her saati keyifli.

İstiklal'e benzettiysek ağaçsız da demedik canım!

Sokak ressamları

La Rambla

La Rambla'da sokak sanatçıları

Ve La Rambla'nın sonu (veya başı)

La Rambla 1,5 km uzunluğunda bir cadde, bir ucunda Placa De Catalunya adı verilen meydan var. Burayı da Taksim Meydanına benzetebiliriz. Bir çok metro hattının birleşim noktası olan, Katalanların protestolarını gerçekleştirdikleri bu meydan, adeta Barselona'nın merkez noktası. Hard Rock Cafe de burada.

Placa de Catalunya, Katalunya Meydanı

Katalunya Meydanı'ndan La Rambla'nın devamı gibi olan Rambla De Catalunya caddesine ulaşıp gezebilir, yemek molası verebilirsiniz. Veya Barselona'nın en lüks mağazalarının olduğu, Bağdat Caddesine benzetebileceğimiz Passaig De Gracia caddesine bağlanabilirsiniz.

Rambla de Catalunya caddesine de tapas molası verilebilir

La Rambla'nın diğer ucu ise denize yakın bir noktada Christoph Colomb heykelinin olduğu meydana dayanıyor. Buraya yakın metro durağının adı Drassanes.

Colomb Amerika'yı işaret ediyormuş

La Rambla Caddesi üzerinde atlanmaması gereken yerlerden biri resmi adıyla Mercat de Saint Josep ama bilinen popüler ismiyle "La Boqueria" denilen pazar. Yüzünüzü denize döndüğünüzde La Rambla'nın sağ kısmında kalıyor. Pazar günleri kapalı olduğunu hatırlatalım. Burada envai çeşit meyve, sebze, deniz ürünü, et ürünleri satılıyor. İçerisi inanılmaz kalabalık. Meyve veya meyve sularınızı alıp gezmeye devam edin.

Boqueira

Soyulup dilimlenmiş meyvelerden almadan çıkmak yok

Yo yo, Urfa değil, Barselona!

La Rambla'nın ortalarında sol tarafta kalan Carrer de Colom adlı sokaktan içeri girdiğinizde en güzel meydanlardan birine çıkıyorsunuz: Plaça de Reial. Burayı mimari açıdan Küba'ya benzetmiş bir çok kişi. Palmiyelerin ve fıskiyelerin süslediği kalabalık bir meydan burası. Sokak lambalarının da Gaudi tarafından tasarlanmış olduğunu bilmekte fayda var. Meydan etrafında bir çok restoran ve cafe mevcut.

Placa Reial

Gaudi tarafından tasarlanan sokak lambaları

La Rambla'da yüzünüzü denize dönünce solda kalan bölüm "Barri Gotic" yani Gotik Semti. Buradaki sokaklarda kaybolmak büyük zevk. Bir çok hoş dükkan, minik kafe, dar sokak, sevimli ev, sokak sanatı, vintage butikler var. Bir de Katedral var ihtişamlısından… Carrer de Ferran en hareketli caddesi, ama ara sokaklar daha görmeye değer.

Gotik sokaklar

Gotik semt

Barselona Katedrali

La Rambla'nın sağ tarafında ise El Raval denilen bir mahalle var. Ben burada en çok Bonsucces isimli sokağı sevdim.

Barselona'da evler

Gotik mahalleden denize doğru indiğinizde ise El Born muhitine ulaşıyorsunuz. Direk El Born'a gitmek için Jaume I metro istasyonunda inilebilir. Bu bölge de gençlerin bayılacağı kafelerin, barların, gece hayatının, alışveriş imkanının da olduğu hareketli bir yer. Yine dar sokaklar hakim.

Bir gece değil, her gece El Born'a uğradık

La Rambla'nın deniz tarafındaki ucu olan Colomb heykeline ulaştığınızda karşınızda Port Vell de diye adlandırılan Barselona marinası var. Limanda yürüyüp liman üzerindeki Maremagnum alışveriş merkezinin kafelerinde mola verebilirsiniz. Burada çok büyük bir akvaryum varmış, biz gezmedik.

Barselona Limanı

Limanda güneşin tadını çıkaranlar

Maremagnum Alışveriş Merkezi

Maremagnum'un aynalı tabelasında herkes fotoğraf çekiliyordu, biz de eksik kalmadık

Port Vell'den deniz kenarında yürümeye devam ederseniz Barceloneta muhitine ulaşıyorsunuz. Buraya Barceloneta isimli metro durağında inerek de ulaşabilirsiniz. Barceloneta en güzel yerlerden biri, tam yazlık havasında. Deniz kenarında kafelerde oturup bir şeyler içebilir, kaykay veya bisiklet binebilirsiniz. Alışveriş yapabileceğiniz standlarda ev yapımı Katalan lezzetlerini tadabilirsiniz.

Standlarda ev yapımı yiyecekler, el yapımı objeler, 2. el hoş eşyalar vardı

Barceloneta'da yürür iken

Biz plajı baştan başa yürüdük. Dondurma yedik, eğlenen, kitap okuyan, güneşin keyfini çıkaran Barselonalıları ve turistleri izledik. Buradaki sokak sanatçılarının uzmanlık alanı kumdan heykeller yapmakmış. Kumdan yapılmış işeyen çocuk ile tanıştık…

Kumdan çocuk bildiğin işiyordu!

Yazın bu bölgede denize girilebiliyormuş ama temiz bir deniz hayal etmemeliymişiz.

Plaça Espanya, İspanya Meydanı bizim otelimizin bulunduğu yerdi. Bu meydan da görmeye değer güzellikte ve Montjuic Tepesi'ne çıkış noktası olması açısından önemli.

Plaça Espanya. Arkadaki kuleleri Venedik'te de görmemiş miydik? Öğreniyoruz ki oradan esinlerek yapılmış

Plaça Espanya'daki Arena alışveriş merkezi boğa güreşlerinin yapıldığı "arena" olarak tasarlanmış. Belki de eskiden arena idi, bilemiyorum. Alışveriş merkezinin üst katından manzara izlemek iyi fikir. Avm'nin dışında yapılmış bir asansör ile terasa çıkmak için 1 euro vermeniz gerekiyor, oysa avm nin içine girip yürüyen merdivenlerle terasa çıkarsanız para ödemiyorsunuz. Biz yedik o turist kazığını, siz yemeyin aman diyim…

Arena Alışveriş Merkezi

Buradan görünen tepede (Montjuic Tepesi) Museu Nacional D'Art de Catalunya (MNAC),  yani görsel sanatlar müzesine rahatlıkla yürüyebilirsiniz. Müzenin önündeki Magic Fountains (La Font Magica) isimli havuzda, renkli ışıklı ve müzikli su gösterileri yapılıyor. Sezona göre gösterilerin günleri değişiyormuş. Yaz döneminde akşam 9'dan itibaren yarım saatte bir, kışın ise akşam 7-9 arası yapılıyormuş. Biz Cumartesi ve Pazar günleri otele giderken uzaktan görüp "yarın mutlaka oraya gidelim" dedik, meğer pazartesi ve salı günleri gösteri olmuyormuş. Kaçırdık!

Müze ve önünde Magic Fountains fıskıyeleri

Montjuic tepesinde Montjuic kalesi, olimpiyat köyü, Joan Miro eserlerinin sergilendiği müze diğer görülecek yerlerden. Tepeye Placa Espanya'dan yürüyerek çıkılabildiği gibi teleferikle de çıkılabiliyor. Bence teleferik süper bir opsiyon.

Her ne kadar Endülüs bölgesine ait bir dans olsa da Barselona'ya gelmişken bir Flamenko şovu da izlenmeli. Araştırmalarım sonucu 2 mekan öne çıkıyordu.

1- Los Tarantos: Plaça Reial'de, giriş 10 euro, içecek dahil değil. Yarım saat süren bir şov.

2- Palau Dalmases: El Born'da, Picasso Müzesi karşısında. Giriş 20 euro, 1 içki dahil. Şov 1 saat sürüyor.

Trip advisor'da daha yüksek puan aldığı için Palau Dalmases'i tercih ettik. Ortamı çok güzeldi, hoş fotoğraflar çektik. Şovlar gecede 2 kere yapılıyordu, 19.30 ve 21.30. Turistlerin yoğun bulunduğu bir tarihte gittiyseniz 1 gün önceden yer ayırtmakta fayda var. Haftaiçi daha müsait oluyor anladığım kadarıyla.

5 kişilik Flamenko ekibi harikaydı!

Barselona'da yapılacak listesinin sonuna da Camp Nou'yu ekleyelim o halde. Bu madde bana göre son, bir çok kişiye göre ilk sırada olabilir. Biz futbolla ilgilenmediğimiz halde merak edip gittik. Biletleri yine internetten almıştık, giriş 23 euro. Son derece pahalı!

Boş stadı geziyorsunuz, tribünlere çıkıyor, basın tribününe oturabiliyorsunuz. Misafir takımların soyunma odasını geziyor, dua ettikleri minik kiliseyi görüyor, tezahuratlar eşliğinde stada iniyorsunuz.

Mes Que un Club – Bir klüpten daha fazlası

Ha güzel mi, güzel… Ama bence futbolla ilginiz yoksa çok da değmez… Ben şahsen Messi'den başka oyuncu bilmeyen biri olarak iyi ki gitmişim diyemedim.

Messi'yi canlı görseydim en havalı blogger ben olabilirdim 🙂

Dünya kupası ile foto çekilmek de var, ama fotoğrafı para ile satıyorlar

Meraklıları için Barselona forma fiyatlarını yazayım, isim yazmayan formalar 85 euro iken, arkasında Messi yazan formalar 105 euro idi.

Barselona'da Yeme İçme:

Barselona'da yemek denince akla tapas ve paella geliyor. Meşhur içkisi ise sangria

Tapas: Atıştırmalık, paylaşımlık küçük mezeler diyebiliriz. Kanepe şeklinde veya meze görünümlü olabiliyorlar. Kendi aralarında alt sınıfları olsa da biz turist olarak tüm minik porisyonlara tapas deyip geçebiliriz. Çoğu yerde ekmek üzerine çeşitli malzemeler konulup kürdan batırılıyor. Ve restoranın barına diziliyor. Ordan seçip yiyorsunuz. Bazı yerlerde menü var fiyatların yazdığı, bazı yerlerde kürdanları sayarak fiyatlandıyorlar. 2-4 euro arası değişiyor tapas fiyatları.

Tapas dedikleri…

Paella: Genelde deniz ürünleri ile bezenmiş, sarı, turuncu veya esmer renkte pilav. Kendine özgü siyah bir tenceresi var. Her yerde yemeyin diyorlar, çok yağlı ve kötü olabilirmiş.

Paella

Sangria: Şarapla yapılan, içinde meyve parçaları olan, tatlı ve lezzetli içecek. Genelde kırmızı şarapla yapılıyor fakat Barselona'ya özgü beyaz köpüklü şarap olan "cava" ile yapılanı da var. Ona da Cava Sangria deniliyor. 1 litresinin fiyatı 10-20 euro arasında değişiyor.

Sangira

Cava Sangria

Ha bir de Patatas Bravas var bu yöreye özgü. Fırında patatese döktükleri sosu çok beğendiğim için her yerde yedim 🙂 Döndüğümde almış olduğum 1 kilonun sorumlusudur.

Bizim yediğimiz yerler şunlardı:

Tapa tapa: Restoranlar zinciri, bir çok yerde görebilirsiniz. Tapasları fena değil, fiyatları süper ucuz olmasa da zincir olduğu için gönül rahatlığı ile oturup yedik. Hesap 2 kişi için toplam 25 euro geldi.

Txirimiri: El Borne bölgesinde tesadüfen bulduğumuz bir restoran. Burada tapaslar 1.5 euroydu. Yediklerimiz de güzeldi genelde. İçecek olarak Cava Sangria istememiz üzerine ikram edilen muhteşem içki neydi bilmiyorum ama gayet etkiliydi. 2 bardak içtik ve otele dönerken şarkılar söylüyorduk. İçki de 2.5 euro filandı. Uygun fiyatlı bir yer olarak notunuzu alınız.

La Mar Salada: Burası Barceloneta'daydı. Turistik bir bölge olmasına rağmen paellasının iyi olduğunu bir yerde okumuştum. Burada içtiğimiz cava sagria daha farklıydı. Paella evet güzeldi belki ama fiyat olarak en yüklü hesabı ödediğimiz yer burası oldu. Paellayı tek porsiyon söyleyemiyorsunuz, 2 porsiyon da 36 euro ediyor. Bir sürahi sangria ve bir başlangıç tabağı ile toplam 65 euro ödedik. Bence gereksiz pahalıydı.

Paella için 7 Portes diye bir yer öneriyorlar. Pazar gecesi tesadüfen önünden geçtik ve yer ayırtmaya çalıştık, pazartesi ve salı günleri için dolularmış. O derece popüler bir yer. Ama akşam 7-8 arası rezervasyonsuz da gidilebilirmiş.

Ciutat Comtal: Burası ve buranın diğer şubesi olan Cerveceria Catalana'yı defalarca yokladık. Her seferinde mi dolu olur, insanlar dışarılara taşar arkadaş! Millet buralarda yemek için yarış halindeydi. En son gün Ciutat Comtal'dan yer bulabildik ve eşsiz tapas tecrübesini yaşayabildik. Gerçekten güzelmiş, kesin gidin, süper! Yeri Rambla de Catalunya caddesi üzerinde. Birer bira ile yediğimiz tapaslar toplam 33 euro tuttu.

Piscolabis: Yine Rambla de Catalunya caddesinde bir mekan. Ciutat Comtal'da yer bulup oturamadığımız günlerden birinde burada yemiştik. Burası da güzeldi. Sanırım ben tapas olayını baya sevdim, beğenmediğim bir yer olmadı. Burada hesap 25 euro geldi.

Milk: Gotik Mahalle'de ünlü bir brunch mekanı, çok popüler bir yer. İç dizaynı çok hoş. Ben içinden domuzu çıkarılmış Monte Cristo yedim, Olgun ise Solmon Eggs Benedict yedi. Burayı da çok sevdik. Hesap 20 euro.

Milk

Pans&Company diye bir fastfood zinciri var. Acelemizin olduğu bir gün öğlen yemeği için uğradık. Yediğimi pek beğenmesem de kişi başı 6 euro ya doyduğumuz için öğrencilere önerebileceğim bir mekan. Belki siz daha başarılı bir sandiviç seçmeyi başarırsınız.

Barceloneta'daki Maka Maka isimli kafe de renkli sandalyeleri ile bana Kaş'taki Mavi Barı hatırlattı. Beğendim!

Otelimize çok yakın olan Arena alışveriş merkezinin alt katında kahvaltımızı yaptık bir kaç gün. Kişi başı 5-6 euroya fazlasıyla doymak mümkün.

Barcelona'da alışveriş:

Alışveriş La Ramba üzerinde, Gotik mahallesinde, Portal de l'Angel caddesi üzerinde, ara sokaklarda her yerde…

La Rambla'nın sağ tarafındaki Bonsucces caddesi üzerindeki Bonsucces isimli tuhafiye dükkanı çok hoştu. Yine bu caddedeki Ale Hop adlı mağazadan güzel aksesuarlar aldım. Yelpaze, su geçirmeyen iphone kılıfı, gözlük kabı gibi… Meğer Ale Hop bir mağazalar zinciriymiş, siz de görürseniz dalın.

Gotik bölümde Carrer dels Boters sokağındaki Art Montfalcon yine gezmesi çok hoş bir hediyelik eşyacı.

Passaig de Gracia caddesi lüks alışveriş sunduğu için çok ilgimi çekmese de Casa Mila'nın yanındaki Vinçon isimli mağazada her bütçeye uygun tasarım objeler satılıyordu.

Bunlar harici, Zara, Bershka, Stradivarius, Mango, Desigual, H&M gibi markalar her yerdeydi.

Biz 5 gece, 4 tam gün kaldık Barselona'da. İlgi alanınıza göre 3 tam günde şehri bitirip 4. gün şehir dışına çıkabilirsiniz. Biz 4. gün de şehri yaşayalım, alışveriş yapalım istedik. Çok da yorgun olduğumuz için başka yere gitmeye uğraşmadık.

Barselona'da son günümüz 23 Nisandı, St Jordi günü olarak kutlanıyormuş. Zaten bir kaç gün öncesinde de şehirde bir tatil havası hakimdi, dükkanlar kapalıydı. St Jordi gününde herkes birbirine gül veya kitap verirmiş. Biz gül satanları gördük hep. Bir nevi sevgililer günüymüş sanırım. Hikayesini de araştırıp yazarsam bu yazının sonu gelmeyecek diye korkuyorum….

"Abe bir gül verem" diyor kısaca…

Gün gün ne yaptığımızı da yazayım ki size program yaparken kolaylık olsun:

1.gün: La Rambla ve çevresi. Gotik mahalle, katedral. Colomb heykeli, Marina ve Maremagnum avm. Ardından Park Güel. Akşam yemeği sonrasında El Born'da bir şeyler içmece.

2. gün: Hava durumu yağmur gösterdiği için ve pazar günü bir çok yer kapalı olduğu için müze günü olarak planlandı. Tüm biletler önceden internetten alınmıştı, yoksa hepsinin 1 güne sığma ihtimali yok. Güne Picasso müzesi ile başladık, ardından Casa Mila. Sonra da Sagra da Familia. Biraz odada dinlenip El Born'da akşam yemeği, yemek sonrası yürüyüş ve odaya dönüş.

3. gün: Nou Camp sabahtan ziyaret edildi. Placa Espanya civarında gezildi. Barceloneta'ya gidilip sahilde yürüyüş yapıldı, yemek yendi. Yemeğin ardında Flamenko şovu izlendi.

4. gün: La Rambla civarında alışveriş odaklı gezildi, dinlenildi, keyif yapıldı.

Son olarak da, gitmeden önce okuyup yararlı bulduğum blogların bazılarının linkini veriyorum ki siz de faydalanın:

http://www.thebarselona.com/ – Barselona hakkında bir çok şey! Çok yararlandık, restoran tavsiyelerine bizzat uyduk…

http://www.homemadetravels.com/homemadetravels/Barcelona/Barcelona.html Komşumuz Dilek'in harika blogu. Pocket Guide isimli bir uygulama önermiş, biz de onu yükledik ve hiç kaybolmadık. Günübirlik Dali Müzesi ziyareti yapmak isteyenler bu bloga göz atmayı unutmasın.

http://oitheblog.com/2014/03/03/yeni-baslayanlar-icin-barselona/ Okuması çok keyifli, ayrıntılı bir Barselona rehberi.

Yorumlar (108)

  • Barselona ya 3 günlüğüne gitmeyi planlıyoruz. Süre kısıtlı olduğu için her müzeye gidemeyiz ama sizin bu müzeye gitmeden dönmeyin veya muhakkak gidin dediğiniz bir yer var mı? Ayrıca 3 gün için sadece bir tane t-10 alsak metro için iki kişi için yeterli olur mu ?

  • Merhaba verdiğiniz güzel bilgiler için teşekkürler.Barselona'ya gitmeyi planlıyoruz.Yazınız oldukça faydalı oldu.

  • Merhaba sayfanız çok güzel 😊 biz bir kaç arkadaş Barselona’ya gidicez ordan da Paris’e geçelim diyoruz tren seyahati hakkında bir fikriniz var mı varsa eğer en az duraklı giden firma hangisi internette araştırma yaptık fakat Fransızca yazıyor yardımcı olursanız memnun olurum teşekkürler

  • Eline sağlık Melike'cim, çok detaylı ve faydalı bir yazı olmuş. Ben de Casa Mila civarındaki Palacio del Flamenco'ya gitmiştim. Yemek, tatlı, içecek ve gösteri için 60Euro ödemiştim. Gösteri de yemekler de inanılmaz güzeldi. İşin ilginci web sitelerinde Türkçe seçeneği de mevcut, önceden rezervasyon yapılabiliyor ve kampanya varsa yararlanılabiliyor. Örneğin benim aldığım paket şu an kampanyada 50 Euro :)

  • Harika yazı ve resimler emeğinize sağlık tüm yazıları tek tek okudum...Antalya ya macera turuna da bekliyoruz sizi:)

  • Eşim ile balayı için Barselona'ya gitmeyi düşünüyoruz, 5 günlük planımız var, Barselona dışında başka nereyi önerirsiniz İspanya'da?

    • Ben gitmedim ama Mallorca'ya bakmanızı öneririm. Gayet iyi bir seçim olur balayı için.

  • Mollet bölgesinden ulaşım nasıldır bilemiyorum maalesef, google'a sormayı deneyebilirsiniz.

  • Mollet bölgesinde kalmayı planlıyoruz, ulaşımı hakkında bilgi verir misiniz?\r\n

  • Çok güzel ve ayrıntılı bir makale Elınıze sağlık. Barselona metrosu turistler için gezilip görülesi hemen her yerden geçiyor. Bu nedenle Barselona şehir merkezinde metro istasyonuna yakın hemen her otelde kalabilirsiniz. Ama eğer tam aksiyonun içinde olmak istiyorsanız La Rambla ya da Barri Gotic (Gotik Meydan) civarında kalmaya bakın.