Disneyland Paris Gezi Notları

Disneyland Paris, yani Eurodisney bir masal şehri… İçindeki çocuğu yaşatan herkesin zevk alacağı bir eğlence merkezi.

Bir masalkent, Disneyland

Paris'ten tren ile ulaşım mümkün. RER A treni ile Marne la Vallee – Parc Disneyland durağına ulaşabilirsiniz. 35-40 dakikalık bir yolculuk.

Paris'ten Disneyland'a tren manzaraları

Sabah 10'da açılıyor, akşam kapanış saati de biz gittiğimizde 10'du diye hatırlıyorum. Kapanış saati değişebiliyormuş, gitmeden internetten kontrol edilebilir. 1 gün içinde her yerini gezip bitirmek imkansız, mümkün olduğunca erken gitmekte yarar var. Planınıza uyuyorsa haftaiçi bir gün tercih edin derim. Biz cumartesi gittik, çok kalabalıktı.

Disneyland 2 bölümden oluşuyor. 1. park daha büyük olan ve daha önce yapılmış olan Disneyland Park. 2. park ise Walt Disney Studios Park olarak geçiyor.

Bu büyülü atmosferde masalsı bir gün geçirip çılgınca eğlenmenin de bir bedeli var tabii ki. 2 park için giriş ücreti bizim gittiğimiz tarihte yetişkinler için kapıda 74 euro idi. Biz onu da önceden tarih belirleyip internetten satın aldık ve 53 euroya geldi. Bu aşamada süper arkadaşımız Seyran devreye girdi ve Disneyland'ın 20. yıl kutlamaları şerefine düzenlenmiş bir kampanyaya dahil etti bizi. Doğum günü haftamızda gittiğimiz için ben ve Özgül ücretsiz giriş yaptık. Kendisine buradan da teşekkürlerimi sunuyorum 🙂 Kısacası gitmeden önce kampanyaları takip etmek ve internetten bilet satın almak iyi fikir.

Ekim sonunda gittiğimiz için cadılar bayramı konsepti vardı, her yer balkabaklarıyla süslenmişti.

Annem ve Müge

1. park denilen asıl büyük park Disneyland Park 5 ana bölümden oluşuyor. Çocuklu misafirler için buradan başlamak mantıklı olabilir.

Disneyland Park

Main Street, USA parkın giriş kısmı. Sağlı sollu dükkanlar ve ortada koca bir şato var, Uyuyan Güzelin Şatosu. Bu bölgeden kalkan bir trenle tüm parkı gezmek mümkünmüş. O treni yakalamak güzel olurdu, çünkü tüm parkı yürüyerek gezmek epey yoruyor.

Main Street ve Sleeping Beauty Castle

Discoveryland, uzay temalı atraksiyonların olduğu bölüm. Burada Space Mountain: Mission 2 mutlaka denenmeli. Aya yolculuk temalı bu roller coaster, yetişkinlere tavsiye ettiğim bir aktivite. Ama 50 yaş üzerine tavsiye etmiyorum, annemle babam bindiler, "para ile manyaklık" olarak tanımladılar ve bizimle gezmekten vazgeçtiler 🙂

Fantasyland daha ziyade çocuklu misafirler için. Buranın en popüleri "Peter Pan's Flight". Her daim çok sıra olurmuş, hele haftasonu…

Adventureland maceraperestlerin bölümü. Karayip korsanlarının gemisi var burada. Yetişkinler için Indiana Jones and the Temple of Peril mutlaka denenmeli.

Frontierland'de ise vahşi batı rüzgarları esiyordu. Çok vakit geçiremesek de fotoğraf çekilmekten geri durmadık.

Vahşi batıya da Halloween gelmiş

Walt Disney Studios Park adlı 2. parkta ise Disney film ve çizgi filmlerinin nasıl çekildiğini anlatan atraksiyonlar ve yetişkinlere yönelik süper roller coasterlar var. Çocuk yoksa ve 2 park aynı günde gezilecekse önce buranın gözde aktivitelerini tüketip sonra diğer parka vakit ayrılabilir.

Düğmeye bastığınızda romantik yağmur efekti

2. parkta binmeden dönmeyin diyebileceklerim:

Rock'n Roller Coaster, bir rock konseri treni, hem de adrenalin dolu…

Twilight Zone Tower Of Terror, korku dolu bir asansör. Terkedilmiş perili bir otelin asansörü sizi en üst kata kadar çıkarıp serbest düşüşe bırakıyor. İçiniz hooop ediyor.

Crush's Coaster ise kaplumbağalara bindirip uçuruyor sizi. Kaplumbağalar o kadar sevimli ki çocuk işi bir aktivite algısı uyandırıyor. Daha önce buna binmiş olan Hale ve Hasan da "bunda çok bir numara yok" diye bizi kandırdılar, meğer baya heyecanlıymış. Siz de yanınızdakilere aynı numarayı yapıp onları şaşırtabilirsiniz 🙂

Bir de sırası az olduğu için tercih ettiğimiz Studio Tram Tour: Behind the Magic aktivitesine katıldık. Sizi bir tramvaya bindirip film setlerini gezmeye götürüyorlar. Bir yerde duraklıyor ve orada deprem, sel ve yangın simülasyonu yapılıyor. Tramvay sular içinde kalıyor, cam kenarında oturanlar hafif ıslanabilir! Bu da ilginç bir aktivite, zamanınız varsa katılın.

Sular geliyor, sel olacak ve daha sonra yağ tankı patlayacak, yangın çıkacak

Disneyland'a 1 gün ayırdıysanız her yeri hakkıyla gezmeniz çok zor. Bazı atraksiyonlar için 1 saat sıra beklemeyi normal karşılayın. Her kuyruğun başında ortalama bekleme süresi yazıyor. Neyse ki ziyaretçilere zaman kazandıran bir uygulama mevcut, "Fastpass" yani "hızlı geçiş". Bazı popüler aktivitelerin önünde fastpass gişeleri var. Giriş biletinizi bu gişeye okutup o aktivite için randevu alıyorsunuz. Size o anki yoğunluğa göre 2-3 saat sonrası için bir saat aralığı veriliyor, siz de o saate kadar gidip başka aktivitelere katılıyorsunuz, zamanı gelince fastpass aldığınız oyuncağa geri dönüp kısa bir kuyruğa giriyorsunuz. Ama aldığınız fastpass saati dolana kadar başka bir oyuncaktan fastpass alamıyorsunuz. Yani aynı anda sadece 1 tane hızlı geçiş hakkınız oluyor.

Disneyland içinde oteller de var, buralarda kalanların daha uzun süre parkı kullanma olanakları varmış.

Biz gittiğimizde ekim sonu olmasına rağmen hava buzzz gibiydi, aynı zamanda da çok kalabalıktı. 1 saat soğukta kuyruk beklemek gerçekten çok can sıkıcı olabiliyor. O yüzden yanınıza hoşsohbet arkadaşlar almanızı tavsiye ederim 🙂 Hava ve kalabalık arasında bir doğru orantı yok sanırım, çünkü kış ortasında da çok kalabalık olabildiği söyleniyor. Pazar günleri Paris'te bir çok dükkan kapalı, o yüzden pek çok turist pazar günlerini Disneyland ile değerlendiriyor.

Sizin de Paris'te 4 günden uzun zamanınız varsa burayı planlarınız arasına koyun, eğlenin, coşun, felekten bir gün çalın…