Röportaj: Merve Konaç ile Katar’da Yaşam

Röportaj: Merve Konaç ile Katar’da Yaşam

Uzun zamandır boşladığım röportaj kategorisine sonunda yeni bir yazı ekleyebiliyorum! Birçok kişinin yurtdışında yaşama hayalleri kurduğu şu zamanlarda Katar'da yaşayan seyahatsever Merve ile bu konuda keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

Merve benim blog sayesinde tanıdığım ve mailler aracılığı ile samimi olduğum tatlı bir takipçim! Merve'nin "Bende mevsim hep yaz" dediği bloğuna da uğramayı unutmayın! Sıcak ve samimi üslubu ile gerçekten hep bir yaz hissi veriyor yazılarında.

Merve'yi tanıyalım…

Merve'ye bir sürü soru sordum, bakalım Katar'da ve yurt dışında yaşam nasılmış, Arapların ne gibi gariplikleri varmış…

A.T: Öncelikle kendinden biraz bahseder misin? Katar maceran nasıl başladı?

Qatar’dan kocaman bir Merhaba! Bendeniz Merve. 27 yaşında genç bir mühendisim. Yaşıtlarımın, zamanın normal insanlara getirdikleriyle düzenli bir hayata geçiş yaptıkları bir yaşta, kendimi köksüzleştirdiğim için evet ben hala genç bir mühendisim 🙂  Qatar (Katar) benim her şeye yeniden başladığım yer. Bu değişik coğrafyanın öncesinde bir Merve, sonrasında ise bambaşka bir Merve oldum ben. 

Katar maceram nasıl başladı: Yurt dışına adım attığım ilk gün, hem de tanıdığım tek bir Allah’ın kulunun olmadığı bir ülkeye adım attığım ilk gün, evimde çıkan yangınla başladı:) Eşyalarımla yanan evin karşısındaki kaldırımda ellerim suratımda oturduğum an başladı.

Başlangıçta bu macerayı sadece para kazanmak ve kariyer odaklı görsem de 1 senenin ardından anlıyorum ki bu macera tamamen kendim içinmiş. Kendimi bulmak için Türkiye'den gitmem gerekliymiş. 

A.T: Neden Katar? Bu aralar Arap ülkelerinde çalışmak çok popüler, iş imkanları mı bol? Nedendir bu beyaz yakalıların Arap yarımadasına göçü?

Aslında zorunluluktan Katar. Malum bizlerin Avrupa’da iş bulma imkanı çok az. Avrupa'yı Amerika'yı çıkarttık mı listeden, geriye gidilebilecek en iyi yer bu Arap memleketleri kalıyor.

İş imkanı -özellikle inşaat sektöründe- geniş bu coğrafyada. Nitekim ülke şantiye halinde. E Türkleri de seviyorlar. Bu pazarda bizimle iş yapmayı tercih ediyorlar. İşe alan memnun, işi yapan memnun geçinip gidiyoruz sizin anlayacağınız.

Maaşlar Türkiye'den daha iyi ama bir Avrupalı kadar almıyoruz. Uluslararası şirketler daha iyi maaş veriyor, onlara girmek de daha zor haliyle…

 A.T.: Bir bayan olarak koyu Müslüman bir ülkede yaşamanın zorlukları var mı?

Elbette var. Özellikle de bekar bir bayansanız. İsminizden önce medeni durumunuz ilgilendiriyor insanları kimi zaman. Her alanda, attığınız her adımda, gittiğiniz her mekanda dikkatli olmak zorundasınız. Ben hiç bu kadar cinsiyet ayrımı yaşadığımı hissetmemiştim daha öncesinde. 

Burda başıma gelen en can alıcı olayı duymaya hazır mısınız? Anlatayım:

Kolumu kırdığımı zannederek gittiğim hastaneden üzerimde etek var diye içeri alınmadım. Hem de bunu bana kaşları elleri dövme olan, saçları sarı, yüzü makyajdan seçilmeyen bir Arap kadın yaptı. Onu bir yere şikayet edip insani hakkımı aramamsa imkansızdı. Çünkü o kadın, Katarlı bir kadındı. Hey hat! (Burdan ülkede kıyafet baskısı olduğu anlaşılmasın. Bizler istediğimiz şekilde giyinebiliyoruz. Ama bu tür olaylar da başımıza gelmiyor değil)

A.T.: Katarlı kadınlar hayatın ne kadar içinde? 

Katarlılar cinsiyet ayrımı olmaksızın, stresli iş hayatının çok dışında aslında. Çalışan kısım da devlet dairelerinde, bankaların, şirketlerin üst pozisyonlarında çalışıyor; o işten anlasalar da, anlamasalar da.

Katarlı kadınlar, erkekler kadar sosyal hayatın içinde. Araba kullanabiliyorlar, çeşitli dallarda spor yapabiliyorlar, her yere özgürce gidebiliyor, çalışabiliyorlar. Bizler gibi mesaileri evde de devam etmiyor üstelik. Temizlik, yemek, ütü filan yapan Arap kadını bulamazsınız yani. Katar'da kadınlar Suudi Arabistan'daki gibi kapalı bir kutu içinde değil sizin anlayacağınız. 

A.T.: Peki ya erkekler? Devlet onlara belli bir maaş bağlıyor ve onlar çalışmaya ihtiyaç duymuyor gibi bir durum var mı?

Ne yazık ki var:) Hem de söz konusu olan yüklü bir yardım. Burda Arap olmak bir ayrıcalık. Kendilerini üstün ırk olarak görüyorlar. Devlet aylık maaş bağlıyor ve toprak veriyor kendilerine. Kısacası ülke onların evi, bizlerse o evin çalışanlarıyız. Bize bakış açıları da, davranışları da bu yönde.

Çalışanları da çok rahat şartlarda çalışıyorlar. Sabah işe geç gidip öğleden sonra ayrılıyorlar. Sizin anlayacağınız onlar para kazanmak için değil, egolarını tatmin etmek için çalışıyorlar.

A.T.: Çalışma hayatında nasıllar? Çok sevdiğim bir söylem var benim, Japonlar ve Araplar arasındaki tavır farkına dair: 

Japanese -if one can do it, i can do it. If none can do it, I must do it.                                                         Arab -wallahi if one can do it, let him do it. If none can do it, ya habibi how can I do it?

Tercümesi: Japonlar diyor ki:"Eğer bir işi yapabilen birisi varsa, ben de yapabilirim. Eğer işi kimse yapamıyorsa, o işi ben yapmalıyım." Araplar ise: "Valla bir işi yapabilen biri varsa, bırakın o yapsın. Eğer bir işi kimse yapamıyorsa, ya habibi, ben nasıl yapayım?" 

Böyle bir durum var mı gerçekten?

Aslında iki tür Arap var. 1. si ultra zengin olanlar. İstedikleri şey mantığa sığsa da sığmasa da onlar ne buyuruyorlarsa o olacak! Tanrı gibi görüyorlar kendilerini.

İkincisi ise tam olarak söylediğin sözün hakkını veren Araplar. Hamurları aynı olsa da, daha az paraları olduğu için daha halktan gibiler. Ama rahatlık konusunda bir markalar!

A.T.: Arapların günlük yaşamlarında neler olup bitiyor?

Araplar günlük hayatta çok sıkılıyor:) Çalışmayı sevmiyorlar, bir şey üretmiyorlar, çok zenginler ama yapacak bir şey bulamıyorlar. Onlar da ne yapıyor, bolca yemek yiyor, taze sıkılmış meyve suyu içmeye gidiyorlar, giyinip süslenip bol bol alışveriş yapıyorlar lüks arabalarıyla.

Günlük hayatlarının bir diğer vazgeçilmezi ise dans! 🙂 Bunu bir Arap arkadaşım bana ilk söylediğinde eğlence mekanlarına gidip çılgınlar gibi eğlendiklerini düşünmüştüm. Yanılmışım! Onu da ayaklarına getiriyorlarmış meğer 🙂 Haftanın hemen her akşamı aile fertleri toplanıp evde parti veriyorlarmış. Kadınlar ayrı erkekler ayrı yemekler yiyip müzik eşliğinde dans ediyorlarmış. Şahane değil mi:)

Kadınlar siyah, erkeklerse beyaz elbiseler içinde bu memlekette. Hafta sonu erkekler normal kıyafetlerini giyebiliyor ama kadınların öyle bir lüksü yok. Onlar hep siyah… 

A.T.: Ülkeye ilk gittiğinde garipsediğin şeyler oldu mu? Mesela biz Dubai'ye ayak bastığımızda "Buranın halkı gerçekten böyle mi giyiniyor?" diye şaşırmıştık. İçlerinde yaşadıkça kimbilir daha neleri vardır…

Bu sorun beni öyle bir dehşete düşürdü ki. Burda artık hiç bir şeyi yadırgamadığımı, bu insanlara aslında ne kadar alıştığım gerçeğini öyle bir vurdu ki yüzüme. Şimdi 1 sene öncesine dönüp ilk geldiğim halimle yanıtlayayım sorunu 🙂

İlk sırada ki şaşkınlık, Hintliler! O kadar çoklar ki, yok sayamıyorsun. Araplar ülke nüfusunun sadece %30 luk bir kısmını oluşturuyor. Hizmet sektöründe kesinlikle Arap çalışmıyor. Ülkede ki en saçma işler için bile Hindistan'dan, Filipinler'den veya çeşitli fakir Asya ülkelerinden insanlar getirtiliyor.

Ülkede resmi dil sanki İngilizce. En şaşırdığım olaylardan biri, bir Arap kadınının İngilizce bilmediği için yemek siparişi verememesi olmuştu. Düşünün kendi ülkenizde kendi dilinizde konuşamıyor, küçük bir işinizi bile halledemiyorsunuz. Çünkü ülkede çalışan herkes yabancı!

İnsanlar emirlerini tapar gibi seviyorlar. Pasaport işlemlerim için gittiğim bir devlet dairesinde işlerimi halleden bayanın masasında kırmızı kalpli bir çerçevede çocuğunun veya eşinin fotoğrafı yerine emirin fotoğrafını görünce de küçük çaplı bi şok yaşamıştım.

Burda her seferinde kızgınlıkla şaşırdığım bir şey varsa o da şudur; domatesin 20 tl olması!  Sırf domates olsa iyi, Türkiye de yüzüne bakmadığımız pırasa da aynı fiyata satılıyor 🙂 Sebze etten pahalı inanabiliyor musunuz?

Ev fiyatları! Dünyanın en pahalı evleri burda kiralanıyor efendim. Tek oda mutfaksız bir evin kirası 4 bin tl.

Trafik cezaları ise sizi bu ülkede en şaşırtacak şey olabilir. Kırmızı ışıkta geçmenin cezası 4800 tl:) Ülkenin tüm sinyalizasyon sistemini, tek başınıza üç beş sefer kırmızıda geçerek kurabilirsiniz.

Ülkenin her yanı denizlerle kaplı olmasına rağmen, denize girebileceğiniz ücretsiz halk plajı yok. Ancak otellere fahiş rakamlar ödeyerek, ya da ülkenin en kuzeyine gidip ıssız noktalarda plaja şezlong şemsiye atarak denize girebiliyorsunuz.

Tatil günü cuma. Özellikle cuma namazı vaktinde her yer bir anda kapanıyor. Eğer es kaza o saatlerde alışveriş yapıyor ya da bir mekanda kahvaltı ediyorsanız hemen dışarı çıkarılıyorsunuz. Cumartesi günleri okullar ve devlet daireleri tatil, özel sektör çalışıyor. Pazar günleri ise sosyal medyada kahvaltı fotoğrafları dönerken çalışıyor olmak ilk başta sinir bozucu olsa da sonradan alıştım.

Ramazanda da öğlen 2 ye kadar çalışıyor her yer.

A.T.: Doha'ya gezmeye gelmemizi önerir misin? Katar'a gelen mutlaka ne yapmalı?

Elbette öneririm.İnsan hayatında bir kez bu coğrafyayı ziyaret edip, bu kültür şokunu yaşamalı.

Katar’ın en büyük eksiği yabancı turisti ülkeye çekebilecek spesifik şeyler yapmıyor olması. Dubai’nin bölgedeki turist pazarını elinde tutmasının nedeni de bu zaten.

Katar’a gelenler ne yapmalı? Çöl safarisine çıkmalı, kışın geldiyse denize girmeli, West Bay bölgesindeki ışıl ışıl gökdelenlerin arasında kaybolmalı, Cornish'te deniz kenarında uzun bir yürüyüş yapmalı, denizin ortasına inşaa edilmiş yapay ada Pearl'ü adımlamalı, Katara bölgesinde kültür sanat ve mimari kokan sokakların arasında gezmeli, gece hayatının nabzını tutmalı, ülkenin tek yöresel tarihi bölgesi Souq Waqıf'ı gezmeli derim. 

Katar tarihi olmayan bir ülke efendim. Dolayısıyla ne tarihi mekanları, ne de tarihi eserleri var. Müzelerinde başka ülkelerin eserlerini sergiliyorlar. Ülkenin yöresel tek mekanı ise Souq Waqıf. Orası da yapay 🙂 Hediyelik eşyalar, petshoplar, baharatçılar, kafeler, restorantlar, yöresel kıyafet satan mağazalar var burada.

A.T.: Katar'da gece hayatı dedin sanırım. Nasıldır bu Arap ülkelerinde gece hayatı?

Kendi tabiriyle "good müslim" Araplar gece hayatını pek seviyorlar!

Gece hayatı Dubai'deki gibi. Hatta daha uç diyebilirim. Çılgın partiler, süper lüks mekanlar var. Araplar gece kulubü gibi gençlerin eğlenmeye gittiği mekanlara yöresel kıyafetleriyle gitmiyorlar. Ama yöresel kıyafetleriyle girip içki içtikleri ultra zengin mekanlar da var.

Kadınlara gelince onlar genelde evlerde düzenlenen partilere katılıyorlar. Gizli gizli katılıyorlar ama evde bayağı serbestlermiş (Katılanlar tabi, hepsini mesul tutmuyorum).

İçki satışı marketlerde yasak. Alkollü içki sadece otellerde bulunuyor. Araplar içkiyi illegal yollarla elde edebiliyorlar, kesinlikle belgelemiyorlar. Orada yaşayan yabancılar olarak biz de sponsorumuzun izniyle lisans çıkarıp her ay belli bir limitte içki satın alabiliyoruz.

A.T.:Sıcakla aran nasıl? İnsan alışıyor mu?

Hayatınızda en çok ne kadar sıcağa maruz kaldınız bilemiyorum ama burdaki sıcak insanın beynini yakan cinsten. 5 dakika içinde nemden sırılsıklam olup sıcaktan nefesiniz kesiliyor. Yazın ülkedeki tüm dengeler bozuluyor. İnsanlar doğaya adapte olmaya çalışıyorlar. Çalışma saatleri değişiyor, kapalı mekanlardaki klimalar alanları buzhaneye çeviriyor. Evlerde soğuk su akmıyor. Dışarda gezmek oturmak mümkün olmadığından tüm mekanlar masalarını içeri taşıyor. Ülkenin sıcakla başı dertte sizin anlayacağınız.

A.T.: Son olarak yurt dışında yaşama hayali kuran arkadaşlara neler söylemek istersin? Her şey toz pembe değil anlaşılan…

Yurt dışında yaşamak hemen hemen herkesin dilinde dolaşan,  birçok kişinin gerçekleştirmek istediği bir hayal. Bu hayali paylaşanlara tek bir tavsiyem olabilir: Kendinizi çok iyi analiz edin. Eğer ne istediğinizi bilmeyenlerden, ayakları yere sıkı basmayanlardansanız, bırakın o  yurtdışı işi tatlı bir hayal olarak kalsın. Sizi bekleyenler ne yazık ki hayallerinizde yarattıklarınız gibi olmayacak. Yanlızlıkla tanışacaksınız. Ve ne yalan söyleyeyim, hiç sevmeyeceksiniz birbirinizi.

İlk başta zorlanıp, sonradan alışacaksınız. Alıştığınızda ise yeni hayatınızın heyecanı saracak her bir yanınızı. Yeni insanlar okumak, yeni sokaklarda izler bırakmak heyecan verecek size. Sadece kendinize yetmeyi öğreneceksiniz Büyüyeceksiniz. Değişeceksiniz. Olgunlaşacaksınız. Güçleneceksiniz. Çok güçleneceksiniz. Her şeyle kendi başınıza mücadele etmek sizi sadece kendinize muhtaç edecek. Dünyanın her yerinde her koşulunda yaşayabileceğinizi anlayacaksınız. Sadece bu duygu bile öyle farklılaştıracak ki sizi.

O yabancısı olduğunuz topraklar sizi icine alıp, öğütüp, bambaşka bir insan olarak iade edecek. O yeni siz ne geldiği yere, ne de şu an bulunduğu yere ait olacak. O çok farklı ve güzel olacak.

Cesur olun. Ne istediğinizi bilin. Ayaklarınız yere sıkı bassın. Hayallerinizin size ait olduğundan emin olun. Enseyi karartmayin. Ve çok sevin. Her şeyi herkesi çok sevin. İşte o zaman galip ayrılırsınız bu savaştan.

Verdiği kıymetli bilgiler için Merve'ye çok teşekkür ediyoruz. Ben çok şey öğrendim bu röportajı yaparken, umarım size de bir şeyler katabilmişizdir. 

Sevgiler…

Son Yazılar
Yorum ( 14 )
  1. Öznur
    19 Kasım 2015 at 22:00
    Cevapla

    bAZI CEVAPLARDA ŞOK OLDUM. FAKAT ÇOK FAYDALI BİR YAZI OLMUŞ. BEN NEDENSE KATAR, DUBAI GIBI YAPAY YERLERE KARŞI ÇOK FAZLA GİTME İSTEĞİ HİSSETMİYORUM İÇİMDE AMA KISMET 🙂

  2. Alper
    19 Kasım 2015 at 22:00
    Cevapla

    Cok takdir ettim sizi,insan isTerse basabilir anlamini cikardim roportajinizdan.sevgiler ve basarilar..

  3. Yavuz
    9 Aralık 2015 at 22:00
    Cevapla

    harika bir makale olmuş..ellerinize sağlık.Fotoğraflarda mükemmel

  4. Zatî
    17 Mart 2016 at 22:00
    Cevapla

    Muhteşem bir blog .Çok ayrıntı olmadı avantaj olmayabilir. Fakat ben bayıldim.Benim blog ve vlog karışımı bir blogim var eğer merak EDERSEN http://dnyaninetrafinda180gn.Blogspot.com.tr

  5. Zatî
    17 Mart 2016 at 22:00
    Cevapla

    Muhteşem bir blog .Çok ayrıntı olmadı avantaj olmayabilir. Fakat ben bayıldim.Benim blog ve vlog karışımı bir blogim var eğer merak EDERSEN http://dnyaninetrafinda180gn.Blogspot.com.tr

  6. sevki
    23 Mart 2016 at 22:00
    Cevapla

    Kuveyt aynisi. Farki otellerde bile icki yok. Yabancilara da yasak. Bence yazi gayet guzel olmus eline saglik.

  7. Deniz
    17 Haziran 2016 at 21:00
    Cevapla

    Orayı görmek isteyenler için altın değerinde bilgiler. Elinize sağlık.

  8. Seda
    9 Temmuz 2016 at 21:00
    Cevapla

    Gercekten muthis olmus yazi.eşimle severek okuduk.biz de gelmeyi dusunuyoruz.verdigin bilgiler icin tesekkurler 🙂

  9. Uzaktakı Mınık kız
    16 Eylül 2016 at 21:00
    Cevapla

    Cok eglendIm bu roportajı okurken, gercekten emegınıze saglık cok samımı olmus. Ben avustralya’da yasasam da, kendımle oldukca buyuk bır bag kurdum ve en cok sevdığım; hayallerınızın sıze aıt oldugundan emın olun.. Ustune soyleyecek tek bır soz bıle yok..

  10. merve
    7 Ekim 2016 at 21:00
    Cevapla

    sEVGILI UZAKTAKI MINIK KIZ:)BENI NE KADAR ETKILEYEN BIR NOKTAYA TAKILMISSIN SENDE. aSLINDA ORDA BIR CUMLEYLE ANLATMAK ISTEDIGIM ICINDE BELKIDE BIR SAYFA YAZIYI BARINDIRAN BIR DUYGUYDU. cOK ICIMDEN GELEREK YAZMISTIM YASANMISLIKLARA DAYANARAK. YORUMUN VE ICTENLIGIN ICIN TESEKKUR EDERIM.VE SON BIR AYRINTI KENDINLE BAG KURMANIN NE DEMEK OLDUGUNU EN IYI BIZ GURBETTEKILER BILIRIZ! 🙂 aVUSTURALYAYA KOCAMAN SELAMLAR!

  11. Adem
    14 Ekim 2016 at 21:00
    Cevapla

    sevgili merve verdiğin ropartajı severek okudum çok Güzel anlatmışsın bu coğrafyayı aldığın cesur kararı takDir ettim ve bu Ülkeye yalnız gelecek kadar cesur olduğUnu görüyorum seni tanımak isterim bende iki yıldır burada bi şirkette çalışıyorum burada yalnız yaşayan türk bir bayan görmek beni şaşırttı doğrusu

  12. Merve
    1 Aralık 2016 at 21:00
    Cevapla

    turkiyede kadinlara karsi katardakilerden kotu bi kere turkiyede bekar olanlara kotu kiz gozuyle bakiliyor katardan kotu yani pek cok sey degismeye BASLIYOR.Burdada ayni GIBI. demek istedigim kalpleri KOTU.Cok sicak oldugu icin asla oraya gitmek ISTEMEZDIM.Orada yasayacaksan uyum saglicaksin emirleri sevmek gbi vb sicakligi KORKUTuyr hayal bile ETMEm.

  13. Deniz
    4 Aralık 2016 at 21:00
    Cevapla

    bizim de eşimle aklımızın bir köşesinde Katar’da iş aramak var. GERÇEKTEN FAYDALI BIR RÖPORTAJ OLMUŞ.

  14. Fuat
    29 Kasım 2017 at 08:22
    Cevapla

    Merhaba Merve.
    Sana oyle ‘tesadufen’ rastladim ki! Yazini okurken inanilmaz keyif aldim, karsilikli konustum sanki seninle. Yine yuregini katmissin kelimelerine. Her sey gonlunce olsun. Bir gun bir yerde tesadufen karsilasmak umidiyle.

Bir cevap bırakın