Münih – Oktoberfest

Münih – Oktoberfest

İşte canım eşim Olgunla planlayıp gittiğimiz ilk yurtdışı gezisi. Bir festival olsun, e hadi Oktoberfest olsun dedik.

Siz de Oktoberfeste gitmek isterseniz ve otelde kalmanız gerekecekse en az 2 ay önceden karar verip ayarlayın derim. İsmi "ekim festivali" anlamına gelse de bu festival eylül sonunda yapılıyor ve ekimin ilk günlerinde son buluyor. Millet 1 sene önceden otelini rezerve ediyormuş. Biz temmuzda karar verdik gitmeye, ona rağmen kalacak yeri çok zor ayarladık ve pahalıya geldi aslında.

Nerede kaldığımıza gelirsek, Pension am Jakobsplatz. Çok hoş bir pansiyondu. Gittiğimiz tarihte oda – kahvaltı konseptinde (B&B)Trip Advisor'da 1. sıradaydı. Odalar fonksiyonel, kahvaltısı özenli, sahibi misafirperverdi. Biz çok memnun kaldık. Yeri de şehrin merkezi olan Marienplatz'a 3 dakika yürüme mesafesiydi. Oktoberfest alanına isterseniz yürüyerek isterseniz metro ile ulaşım mümkün.

Pansiyonda kahvaltı esnasında

 Almanya'nın Bavyera bölgesinin başkentiymiş Münih, şehrin merkezi de Marienplatz diye bir meydan. Burada gotik mimariye sahip "rathaus" yani belediye binası var. Belediye binasının balkonuna da çıkılabiliyordu ama bize Münih manzarası için St Peter's kilisesine çıkmamız önerildi. Kilise de bu meydanda, yeşil çatılı kule. St Peter's a çıkmak kolay değil, 300 basamak merdiven tırmanıyosunuz. Merdivenler dar, eski. O yüzden sıra varsa, kalabalıksa girmeyin, başka bir zaman deneyin şansınızı dediler.Şansımıza biz gittiğimizde boştu.

Marienplatz

Marienplatz

St Peter's kilisesinin çan kulesinden Münih'e bakış

Marienpaltz etrafında sadece yayalara açık sokaklar var. Wein Strasse (Strasse = sokak), Theatinner Strasse gibi… Buralarda alışveriş yapılabilir. Maximillian Strasse bizim Bağdat Caddesi gibi lüks mağazaların olduğu şık bir cadde.

Haritada sarı hat ile çevrelenmiş yuvarlak bölge "old town" denilen turistik bölge

Old town yani eski şehirin dışına çıkacak olursak, Gartnerplatz meydanının etrafındaki sokaklar çok keyifliydi. Üniversiteli gençlerin takıldığı bölgeymiş burası, kafeler, barlar, tasarım dekorasyon ürünleri satan dükkanlar vardı bol miktarda.

Munih de içinden nehir geçen şehirlerden. Isar nehri kıyısında biraz yürüyüp Deutsches Museum a ulaşılabilir. Burası çok önemli bir teknik müze. Gerçekten büyük ve kapsamlı. Gemi ve roketlerin iç aksamından, müziğe, tıp, fizik, bilgisayar, ziraat ve sayamadığım nice konuda sergiler vardı. Herkesin ilginç bir şeyler bulabileceği bir müze.

Asprin ve ben 

Ksilifon ile "Şu Dalma'dan geçtin mi" çalındı 🙂

Münih'te gezmezsen olmaz yerlerden biri de Englischer Garten yani English Garden. İngiliz Bahçeleri. Yurtdışındaki bu yeşil parklara bayılıyorum. Hava güzel oldu mu herkes alıyor kitabını, müziğini açık havada yeşillikler içinde vakit geçiriyor. Burada ben susayım fotoğraflar konuşsun.

English Garden

English Garden

English Garden

 Sokak çalgıcıları süper müzik yapıyorlardı. Dışardan katılıma da açık oldukları için Olgun hemen katılmak istedi. Çok güzel bir anı oldu bizim için.

Olgun sokak çalgıcısı olursa…

 Buradaki nehirde sörfçüler olurmuş ama biz denk gelemedik.

English Garden

 Bizdeki çay bahçeleri gibi onlarda da biergarten denilen "bira bahçeleri" var. English Garden içindeki bira bahçesi "Chinesischer Turm Biergarten".

Chinesischer Turm Biergarten

 Yine Münihin önemli parklarından biri "Olympia Park". Yürüyüş yapıp dinlenmek için güzel. İçinde BMW müzesi var, meraklılarının epey ilgisini çeker diye düşünüyorum.

Gelelim işin bira ve Oktoberfest kısmına…

 Münih'in kendine özgü bir birası var, weissbier. Bu yoğun kıvamlı ve bulanık görünümlü bir bira. Hemen yukarıdaki resimdeki gibi… Buğday mayasından yapılıyormuş. Genelde bu birayı tercih ediyorlar, ince uzun bardaklarda içiyorlar.

Oktoberfest alanı Theresienwiese diye geçiyor. Çok renkli olan bu alanda neler var derseniz, yiyecek ve hediyelik eşya standları, rollercoasterlar, ve bira çadırları.

 Bira çadırlarında yer bulmak çok zor. 1 ay önceden rezervasyon yaptırmak gerekiyormuş. O an çadırlardaki yer durumlarını gösteren telefon uygulamaları da varmış. Uygulamanın ismini bilmiyorum. Biz 1 tanesinde tesadüfen oturabilme şansına erdik. Bu çadırlar genelde Münih bira markalarının çadırları. Hofbrau, Löwenbrau, Hacker, Augustiner, Paulaner vb… 

Biralar 1 litrelik bardaklarda geliyor ve bu bardaklara "mass" deniyor. Çadırlarda yemek de servis ediliyor, biz yemedik ama biranın yanına "bratwurst" adında beyaz sosis sipariş veriyolardı genelde.

Oktoberfest esnasında bir çok kişi yöresel kıyafetlerle geziyor. Havaalanında çalışan memurlar bile işe bu kıyafetlerle gelmişlerdi. Bayanlar için olanın adı "dirndl" erkekler için olanı da "lederhosen". Gidince biz de alırız diye düşünmüştük ama fiyatları görünce vazgeçtik.

Münih'e Oktoberfest esnasında gitmediyseniz de uğranılması gereken bir birahane, "Hofbrauhaus". Hofbrau Münih'te bizim Efes gibi popüler bir bira markasıydı. Hofbrauhaus da bu markanın satıldığı çoook büyük, çok da eski bir birahane. İçeride Bavyera müziği yapılıyor. Yeri old town içinde Pfister Strasse de.

Pretzel

Hofbrauhaus da masadakilerle kaynaştık

Restoran tavsiyelerine gelirsek, kaldığımız pansiyonun sahibinin zevkine güvendik, önerilerini paylaşıyorum:

Turistik bölge old towndaki restoranların çoğu, büyük kalabalık ve turistik. İlla bu bölgede yenilecekse en iyi yemeği Hacken Strasse de Hacken Restoran servis ediyormuş.

Gartnerplatz bölgesinde bir pizzacıda yedik biz, Casa della Pizza. İtalyan restoranıydı, riski sevmeyenler için ideal. Pizza sevmeyen yoktur heralde.

Tipik Bavyera restoranında yemek isterseniz de Gasthaus Isartor a gidin dediler. Zaman bulamadığımız için gidemedik ama gitmek isterdim.

Münih'ten neler aldık? Tabii ki bira bardağı. Bir de Münih hatırası bir şapka 🙂 Çok özel şeyler bulamadım maalesef.

3 günlük Münih gezimize bunları sığdırdık. Daha çok zamanımız olsaydı Pinakothek müzelerine gidilebilirdi. Bir de merkezden uzakta Neuschwanstein şatonsuna gitmek isterdim.

Münih'e gitmişken Avusturya'nın güzel şehri Salzburg'u görelim derseniz Salzburg gezi notlarıma tık tık…

Son Yazılar
Bir cevap bırakın